Yılın son yazısı; 40 yılını bu meslekte geçirmiş bir gazeteci olarak, bir yıl sonu yazısında size güzel dilekler sunmak, güzel umutlar aşılamak, bu yıl eh, ama önümüzdeki yıl şahane olacak diyebilmeyi ne kadar isterdim! Ama meslek hayatımın en zor yılı bile sayabileceğim 2018’e baktıkça, “Yaptıkları yapacaklarının teminatıdır!” diye düşünmemek mümkün mü? Ekonomiyi, uzmanlarına bırakıyorum, 2018’de ben en çok neyin özlemini çektim, neye susadım derseniz, size defalarca aynı kelimeyi yazabilirim: ADALET, ADALET, ADALET! Herkes için ADALET! Ve bu anahtar kelime hayata geçebilmiş olsa ekonomi de düzelir, istihdam da, demokrasi gerçekleşir, özgürlük olur. Çünkü yanlışları adalete götürür, sıkıntıların çözümünü adalette arar ve sonuç alırsınız. Ama tuz koktu, ADALET de ele geçirildi. En büyük sıkıntıyı da inanın biz gazeteciler yaşıyoruz, vicdan ve namus doğrultusunda çalışmak isteyen gazeteciler için yer kalmadı. Medyada yaşanan inanılmaz kuşatma ve tekseslilik, okyanusta sığınılacak birkaç adacık bıraktı, bunlardan biri de çok şükür gazeteniz, gazetemiz Cumhuriyet. Yoksa bunları yazabilir miydim? En son çalıştığım grubun el değiştirip “Gergedanlaşma” sürecine katılmasından sonra geriye nefes alınabilecek burası gibi bir iki yer kaldı ama devletin sopası üzerimizde, üzerlerinde. FOX Ana Kaber ve Halk TV’ye yayın durdurma cezalarını bonbon şekeri gibi dağıtan RTÜK kararları kabul edilebilir gibi değil. Benim gibi gazetecilere ise “tehir edilen hapis cezaları” ile “sus yoksa içeridesin” tehdidiyle gözdağı veriliyor. Özgür Özel gibi ana muhalefet partisi grup başkanvekili olan bir milletvekiline, kürsü dokunulmazlığı olan TBMM kürsüsünde bir başka milletvekili ile yaptığı tartışmadan ötürü, ceza biçilerek yargıya yol gösteriliyor, adeta emir veriliyor. Basın Konseyi’nin medyanın içinde bulunduğu bu zor durumu değerlendiren açıklamasını yılın son gününe doğru Konsey üyelerinin katılımıyla Başka...