Ayça Sertkaya’nın (Marmara Üniversitesi, Güzel Sanatlar
Fakültesi, Seramik Bölümü) “Değersizleşen İletişim” adlı
çalışmasının önünde uzun süre duraklıyorum. Duvarda alçıdan posta
güvercinleri, asılı gibi duruyor. Ayaklarındaki mühürleri
bozulmamış mesajların okunmamış oldukları anlaşılıyor. Ayça,
burada, mesajın yani iletişimin verilmesinin önlendiğine dikkat
çekiyor. Güvercinlerin altında yere kadar uzanan beyaz bir bezde
ise kör alfabesiyle yazılmış yazıları elbette biz okuyamıyoruz.
Alın size yerine ulaşamamış bir mesaj daha. Ayça Sertkaya, bu
çalışmasıyla iletişimin önemine dikkat çekerken aslında
değersizleştirildiğini gösteriyor. İletişim önemli, ama ulaşamıyor,
okunamıyor, anlaşılamıyor. Değersizleşiyor! Tam da içinde
bulunduğum durumu özetliyor genç sanatçı adayı. Medya ele
geçirilmiş. Gazete diye satılan kâğıt parçaları, ki satılmıyor
aslında, pek alan da yok, bir paçavrada bile yer almayacak itham ve
yalanlarla dolu olarak çıkıyor. Gerçekleri yazan, hâlâ dik duran
bir iki, üç yayın organı ve fikir işçileri ise susturulmaya
çalışılıyor, davalar ve cezalarla korkutuluyor. Boşluktaki
gençler
Geçen hafta sonu artık sadece sanata hizmet eden Galata Rum
İlkokulu’nun salonlarında, ilki geçen yıl düzenlenen, Türkiye’deki
güzel sanatlar fakültelerinin son sınıf öğrencilerinin uluslararası
bir jüri tarafından seçilen işleri sergilendi. BASE 2018’i bu yıl 4
günde 10 bin kişi izlemiş. Benim yüreğimi acıtan, bu genç
sanatçıların ne kadar karamsar, ne kadar mutsuz ve gelecekten ne
kadar umutsuz olduklarıydı. Üstelik de bu gençler, istedikleri bir
üniversiteye girmiş, bitirmiş ve hayata atılmak üzereler. Ya
diğerleri? Türkiye’de 15-29 yaş arasındaki genç nüfus 18 milyon! Ve
bu nüfusun yüzde 30’a yakını, 3.7 milyonu boşta geziyor: Ne okulda,
ne işte. İşsiz. Boşta, boşlukta. Hâlâ eğitimin içinde olan sadece
yüzde 26’sı, yüzde 33’ü ise çalışıyor. Ekonomist Mustafa
Sönmez, genç nüfusun bö...