Ne tuhaf günler yaşıyoruz; güya yerel seçim yapacağız,
şehirlerimizi, kasabamızı yönetecek belediye başkanlarını
seçeceğiz, ne ülkenin beka sorunu kaldı, ne patlıcan teröristi!
İktidar, kendi getirdiği ucube sistem sonucu tek başına yetemeyince
ittifaka yöneldi. O yönelince mecbur muhalefet de yöneldi. Oldu mu
sana iki cephe. İktidar baktı ki bu iki cephe de yetmiyor, adı var
kendi yok, referanduma katılmasına izin verilmemiş DSP’yi de seçime
sokarak, karşı tarafın küskünleriyle oy oranını artırıyor. Hatta
yetmiyor Mersin’de yaşandığı gibi inanılmaz manevralarla başkan
adayının dosyası geç teslim edilip yarışa girmesi, kazanması
engelleniyor! Bir yerel seçim, belediye başkanlığı nasıl olur da
ülkenin bekasına dönüşür, anlayan beri gelsin. Ama seçmeni
inanıyor, salya sümük, memleket yıkılacakmış diyor! Aday
krizi
Millet İttifakı’nın ise krizi başka: Adaylar. Yerel seçimlerde
adayın kimliği partinin önüne geçebilir. Hele küçük yerlerde. Ama
sonunda “ülkenin bekası” varsa, yani seçim, iktidarın bekasına
dönüştürülmüşse, o zaman adayı beğenmesen de bağrına taş basıp
muhalefete oy verirsin. Genel başkanın bütün itirazlara rağmen
dayattığı bir iki küçük ilçede de ibret olsun diye koyduğunu
seçmezsin. Bu da gerçekten yanlış adamlara olmalı, siz bilirsiniz
kim. Baskı furyası
İktidarın seçim taktikleri arasında overdose propagandayla ambale
etmek, camileri kullanıp din istismarı yapmak olmasına alışmıştık
ama şimdi bir de ceza baskısı başladı. Gazetemizin eski yönetici ve
yazarlarına haksız yere verilmiş olan hapis cezaları, istinaftan
onaylanıverdi. Bu arkadaşlarımız 5 yılın altında ceza almış
oldukları için cezalarının kalan kısımlarını çekmek için tekrar
cezaevine girecek! Musa Kart, karikatür yapmak
dışında ne gibi bir suç işlemiştir? FETÖ’ye yardım gibi bir abuk
gerekçe...