Tekamül’ bazı çevirilere göre ‘olgunlaşma’...
Evet, sadece insanlığın değil sistemlerin de ‘olgunlaşmasından’ bahsedebiliriz...
Sistemler de “daha iyiye doğru devinebilir” ve “en noktasını yakalamaya çalışabilir”... Özellikle bu devinimin arkasında LİDERLİK varsa, hareket daha hızlı oluşacaktır...
Bizim, bu coğrafya üzerinde geliştirdiğimiz ‘sosyal, siyasal, ekonomik’ sistemlerin de ‘en noktası’ olabilir... Bu noktada buna “BAŞKANLIK” diyorum...
Sevgili dostlar, daha önce “bu coğrafya’ya BAŞKAN yakışır” cümlesini defalarca kullanmıştım...
Bu sadece bir ‘yakışma’ değil, sosyal-ekonomik-siyasal dinamiklerin ‘en noktasına’ salınımıdır...
Bu noktada konuyu açalım ve soralım;
Neden mi?
Sevgili dostlarım, Fatih Roma’nın duvarlarını vura vura yıktığında Roma 1100 yıl burada dünya düzenine hükmetmişti. Osmanlı 700 seneye yakın dünya denklemini buradan şekillendirdi... Geriye doğru gidersek, Osmanlı’dan önce de bu bölgeye hakim olan ‘periferisini’ yönetti ve dünya düzeni ile denklemine ‘sözünü’ geçirdi... Bu yapıların ana bir unsuru vardı; iyi kurulmuş bir ‘kontrol-denge’ mekanizması içinde öne çıkan ‘LİDERLİK’, bugünün diliyle; BAŞKANLIK!
Daha açık yazayım; bu topraklar üzerinde yaşayanlar yani ‘bizlerin’ ataları güçlü liderlerin peşinde hayatlarını vermişler ve ‘liderini’ seven bir yapı bizim DNA’larımıza işlemiş... Ve işin garibi ne zaman liderler güçlenmiş, sistemin zayıfladığı her dönemde özellikle YERLEŞİK DÜZEN’in halkın aleyhine gelişmeye başladığı 1854 sonrası, ‘Düzen, sistemi yenerek liderini elinden almış’! Buna 1933 sonrası da dahil!