Sokaktan geçen herkesin birleştiği bir kavram; istikrar...
Daha açık yazayım; bu ülkenin her kademe, makam ve mevkiden insanlarının üzerinde BİRLEŞTİĞİ-BÜTÜNLEŞTİĞİ tek bir fikir var: BU ÜLKEDE İSTİKRAR ŞART VE BU İSTİKRARIN DEVAMI İÇİN LİDERLİK VE LİDERİN TAM YETKİLİ OLARAK ÜLKEYİ YÖNETECEĞİ SİSTEMSEL REVİZYON KAÇINILMAZ...
Aslında daha önce paylaşmıştım, bizi sandığa götürecek ana motif de buydu ve SONUÇ beklendiği gibi oldu ! MİLLİ İRADE, SANDIKTA TEZAHÜR ETTİ ve YENİ BÜYÜK GÜÇLÜ TÜRKİYE, bu TÜRKİYE’yi yönetecek BAŞKANLIK sistemi ve YENİ ANAYASA kararını hep birlikte verdik !
Sevgili dostlar, İSTİKRAR kavramından yola çıkarak bazı çıkarımlar yapmak istiyorum;
Çıkarım 1 : Cumhurbaşkanını halkın seçmesi “Cumhurbaşkanlığı Makamı niteliğini” değiştirmiştir ve Seçilmiş Cumhurbaşkanı “parlamento tarafından üstünde uzlaşılan Cumhurbaşkanı” modelinden çok farklıdır.
Çıkarım 2 : Siyasal Yönetim Sistemleri “yazılı metinler ve teamüller” üzerine oturur. Kuralla yazılı olabileceği gibi zamanla ortaya çıkan yazıya dökülmemiş kurallar yani teamüller olabilir...Halkın % 50+1 oy veya üstünde oylarla seçtiği Cumhurbaşkanı, Türkiye’ye yeni teamüller kazandıracak yolu açabilir. Anayasal düzenleme veya yazılı metine aktarım “sistemsel sorunlar” yüzünden gecikiyorsa SEÇİLMİŞ LİDER yolu açma ve atacağı adımlarla yeni teamüller belirlenmesi yoluna gidebilir.
Çıkarım 3 : SEÇİLMİŞ CUMHURBAŞKANI siyasi mekanizmaların değil DEVLET’in BAŞINDAKİ isimdir. Hükümet ve Devlet kavramları arasındaki fark iyi analiz edilmelidir.
Çıkarım 4 : Türkiye, ekonomisinden üretim dinamiklerine, sosyolojisinden toplumsal uzlaşmalara kadar “makro-mikro” her alanda kendini “en noktasına” taşıyacak BAŞKANLIK sistemine geçme yolunda önemli adımlar atmalı ve SİSTEMİ her detayıyla sorgulamalıdır...