Bu ülkenin her kademe, makam ve mevkiden insanlarının üzerinde BİRLEŞTİĞİ-BÜTÜNLEŞTİĞİ tek bir fikir var: BU ÜLKEDE İSTİKRAR ŞART VE BU İSTİKRARIN DEVAMI İÇİN LİDERLİK VE LİDERİN TAM YETKİLİ OLARAK ÜLKEYİ YÖNETECEĞİ SİSTEMSEL REVİZYON KAÇINILMAZ...
Bu tespitten yola çıkarak bazı çıkarımlar yapalım;
Çıkarım 1: Cumhurbaşkanını halkın seçmesi “Cumhurbaşkanlığı Makamı niteliğini” değiştirmiştir ve Seçilmiş Cumhurbaşkanı “parlamento tarafından üstünde uzlaşılan Cumhurbaşkanı” modelinden çok farklıdır.
Çıkarım 2: Siyasal Yönetim Sistemleri “yazılı metinler ve teamüller” üzerine oturur. Kuralla yazılı olabileceği gibi zamanla ortaya çıkan yazıya dökülmemiş kurallar yani teamüller olabilir... Halkın % 50+1 oy veya üstünde oylarla seçtiği Cumhurbaşkanı, Türkiye’ye yeni teamüller kazandıracak yolu açabilir. Anayasal düzenleme veya yazılı metine aktarım “sistemsel sorunlar” yüzünden gecikiyorsa SEÇİLMİŞ LİDER yolu açma ve atacağı adımlarla yeni teamüller belirlenmesi yoluna gidebilir.
Çıkarım 3: SEÇİLMİŞ CUMHURBAŞKANI siyasi mekanizmaların değil DEVLET’in BAŞINDAKİ isimdir. Hükümet ve Devlet kavramları arasındaki fark iyi analiz edilmelidir.
Çıkarım 4: Hedeflere daha hızlı yürüme yolunda “sistemsel tıkanıklıkları” aşmak adına “yapının” bütünsel anlamda tekamül etmesi gerekiyor. Bu tekamülde gelinecek “en noktası” BAŞKANLIK sistemi ve işlemesini sağlayan alt dinamikler...
Sonuç: Türkiye, ekonomisinden üretim dinamiklerine, sosyolojisinden toplumsal uzlaşmalara kadar “makro-mikro” her alanda kendini “en noktasına” taşıyacak BAŞKANLIK sistemine geçme yolunda önemli adımlar atmaya başladı... Çocuklarımızın YERLEŞİK DÜZEN’e karşı dik durabilmeleri ve bu toprakların gerçek sahiplerinin bu ülkeyi