İzmir’in siyasal tercihleri gerçekten bir paradoks halidir. İzmir, CHP’nin “Biz odun koysak kazanır”, “Biz ceketimizi assak kazanır” diye baktığı bir şehirdir. Zaten bunun örneğini de Tunç Soyer gibi birinin bu şehirde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak oturmasını gösterebiliriz. İzmir’in en büyük paradoksu da bol bol Atatürk, Cumhuriyet nutuklarının atıldığı, İzmir Marşı’nın olur olmaz her şeye alet edildiği bu şehirde, Tunç Soyer gibi birinin İzmir’i yönetmesidir.
Tunç Soyer, İzmirlilerin “Göreve geldikten sonra gerçek yüzünü gördük” diyeceği biri değildir.
Tunç Soyer, bundan önce 2009 ve 2014 yılında Cumhuriyet Halk Partisi'nden Seferihisar Belediye Başkanı seçilmiş biridir. Seferihisar Belediye Başkanı iken CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı yapılmıştır.
Seferihisar Belediye Başkanı iken alenen PKK’ya sahip çıkan biriydi.
Ne yapmıştı mesela?
HDP'nin İzmir'de Ağustos
2017'de yaptığı "Vicdan ve Adalet" mitingine
katılmış ve "Sizin gücünüzü artırmak için elimden gelen
desteği vereceğim" diye konuşma yapmıştı.
PKK'nın belediye imkânlarını kullanarak hendek terörü estirdiği
Diyarbakır'ın Sur ilçe belediyesine kayyum atanmasını
“Kayyım halkın iradesine darbedir, bizim Sur halkıyla
kardeşliğimizi bozamaz” şeklinde eleştirmişti.
Askerimiz, polisimiz Sur’da PKK temizliği yaparken
“Gerçekten kahroluyoruz, uzakta olmak, bir şey yapamamak,
elimizden bir şey gelmemesi, bizi son derece üzüyor. Gitmek
istiyoruz bir yandan, ama görüyoruz ki, orada bırakın bizim gibi
sıradan insanları, milletvekilleri, üst düzey yöneticiler bile
giremiyorlar içeri. Çok sıkı bir denetim olduğunu
duyuyoruz” (Hendek-Çukur eylemlerindeki PKK’lılara destek)
açıklamasını yapmıştı.