Türkiye’de çok partili hayata geçtiğimiz günden itibaren Türk siyasetinin kalitesini düşürecek, zedeleyecek, yıpratacak her türlü örneği yaşadık ve halen yaşamaya devam ediyoruz. Türk siyaseti vatana ihanetleri, yolsuzlukları, ilkesizlikleri, skandalları, güvensizlikleri, siyasi ve şahsi döneklikleri bünyesinde maalesef hep göstermiştir.
Tarih nelere şahit oldu nelere…
Geçmişte benzerleri olduğu gibi Türk siyasetinde HDP gibi kanlı bir mikrop ve ona sahip çıkan kan emiciler barınırken zaten “siyasette kalite sorunumuz yok” demek beyhude bir çabadır.
Bu yüzden de halimiz Namık Kemal’in “Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini; Yok mudur kurtaracak baht-ı kara mâderini?” dizelerindeki gibidir.
Türk siyasetinde milletin varlığını, geleceğini, halkın dertlerini ve ona çözüm yollarını temel ölçü alan, “Halka hizmet, Hakk’a hizmet” ölçüsünü şiar edinen herkesi tenzih ederim ama Türk siyasetinin gerçekten kalite sorunu vardır. Bu aranan kalite Türk siyasetine hâkim olduğunda Türkiye’nin yarınları da güven altında olacaktır.
Türk siyasetinin bu haline niçin mi değinme ihtiyacı duydum?