Yaptıklarıyla konuştukları, konuştuklarıyla yaptıkları arasındaki uçurumun farkında olmadan üstelik bir de ahkâm kesmeleridir.
İnanın, bu halleri aklı başında bir insanı bile çıldırtacak düzeydedir.
Geçtiğimiz gün aslında “Dertleri adalet, hukuk değil, sadece MHP düşmanlığı!” başlıklı bir yazıyla bu konuya değinmiştim. Onbinlerce insanı öldürmüş terör örgütü PKK’nın yardım ve yatakçıları bile, ilk günden itibaren girift bir cinayet olarak gördüğüm Sinan Ateş olayı üzerinden MHP ve Ülkü Ocakları’nı hedef alıyor; hukuk, adalet nutukları atabiliyor.
Adalete, hukuka duyarlı olan herkes elbette bu girift cinayetin çözülmesini bekleyebilir, ailesi, yakınları, dostları bu olayın aydınlanmasını her yönüyle isteyebilir. Bu, onların en doğal hakkıdır. Hepimizde bunu isteriz. Ama onbinlerce kişiyi öldürmüş, binlerce askerimizi, polisimizi şehit etmiş PKK’ya tasmalarını vermiş kişilerin, Sinan Ateş olayı üzerinden yaratmaya çalıştığı atmosfer başka bir amaç ve niyet taşımaktadır.
Geçen gün terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı DEM’in Avarel kılıklı Eşbaşkanı bile bu konu hakkında "Bakın sokak ortasında cinayetler işleniyor, plakalar ortada, çakarlı araçlar ortalığa saçılıyor ama buna dair kimi trollerin tek bir lafı yok. İnanın bugün bir değil, onlarca Susurluk vakası var ülkenin her yerinde, Susurluk'a rahmet okutacak çeteler her yerde kol geziyorlar. Kendi elinizle devlet içinde yeni paralel yapılar ürettiniz. Şimdi bu yapılar elinize ayağınıza dolandı ve feryadı figan ediyorsunuz. Tekrar ediyoruz yüzünüzü karanlık yapılara değil hukuka ve adalete dönün. Türkiye’nin de sizin de geleceği Türkiye demokrasinin de yararı hukuka ve adalete tekrar yüzünüzü dönmenizdedir.” yorumunda bulunabiliyor.