Yıldıray Çiçek TÜRKGÜN

Eksik ideoloji ve bozulan DNA'dan kasıt ne?

           Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan ismini geçtiğimiz yıllarda bu köşeye yine konuk etmiştim. Türk askerinin Tunceli dağlarına yazmış olduğu “Ne Mutlu...

07 Haziran 2021 | 121 okunma

           Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan ismini geçtiğimiz yıllarda bu köşeye yine konuk etmiştim. Türk askerinin Tunceli dağlarına yazmış olduğu “Ne Mutlu Türk’üm diyene” sözüne “Pülümür dağına bin yıllık bayat bir Kemalist refleksle “ne mutlu Türküm diyene” yazılması da o denli yanlıştır.” sözleriyle tepki göstermesini eleştirdim. AK Parti iktidarından kimse Türk askerinin dağlara “Ne Mutlu Türk’üm diyene” sözünü yazmasına eleştiri getirmemişti. O günlerde Ahmet Davutoğlu çok şiddetli karşı çıkmış, onu da Temel Karamollaoğlu takip etmişti. Bu iki genel başkan da Atatürk’ün miras bırakıp, şimdi ihanetin merkezine oturtulan Yeni CHP’nin siyasi işbirlikçileridir. İsmail Kılıçarslan kendi gibi bir-iki yazarla birlikte Ahmet Davutoğlu, Temel Karamollaoğlu çizgisinde söylem geliştirmişti.

           Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan Türk milletinin vatanında Türk ifadesinin kullanılmasının zararlarını anlatıyor. Buna da Kemalist refleks diyor. Türkiye’de Kemalist refleks mi kaldı? CHP’nin başındaki çizgi film karakterli adam bile Anayasa’nın ilk 3 maddesinin değiştirilebileceğini söylüyor. Kemalist geçinen kim varsa Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak isteyen terör örgütü PKK ile iş tutar hale gelmiştir. O yüzden “Ne Mutlu Türk’üm diyene” sözünü Kemalizm soğukluğuna hapsetmek doğru değildir. Milli kimliğine sahip çıkmak, ideolojisi, siyasi görüşü ne olursa olsun milli olan herkesin görevidir. Türk milleti, Türk vatanı, Türk ordusu, Türk İstiklal marşı, Türk Bayrağı, Türk müziği ve benzeri birçok kimlik, kurum, sıfat ismi olan Türkiye’de “Ne Mutlu Türk’üm diyene” demek mi mesele oluyor İsmail Kılıçarslan?

           Bu konu uzun bir konu… Türklük alerjisi olmayan bir adamın “Ne Mutlu Türk’üm diyene” sözünden rahatsız olması mümkün değildir. Zaten İsmail Kılıçarslan’ın geçtiğimiz günlerde yazdığı ve “Yeni Şafak yazarından AKP ve MHP’ye sert sözler: İslamcılığın DNA’sını bozdu” şeklinde haberleştirilen ve tartışılan yazısında niyetini açıkça ortaya koymuştur. Bir imamın Atatürk’e hakaret etmesi Türkiye gündeminde tartışılırken İsmail Kılıçarslan’ın “AK Parti tecrübesinin İslamcılığı büyük bir transformasyona uğrattığını itiraf etmeyi bir borç bilirim” ifadesini iyi sorgulamak gerekiyor. İslamcılık İsmail Kılıçarslan’ın anlayışına göre nasıl bir şey ki, aslında Türk-İslam değerlerine daha çok sahip çıkıldığı bir dönem böyle bir yorumda bulunuyor? 15 Temmuz öncesi AKP’nin anıldığı konularla, 15 Temmuz sonrası AK Parti’nin anıldığı konuları kıyasladığımızda AK Parti’nin terörle mücadeledeki duruşu, operasyonları, Kıbrıs’taki milli çizgi çabası, Mavi Vatan hedefindeki milli menfaat kararlılığı, Karabağ’ın işgalden kurtarılması, FETÖ’ye karşı mücadelesi, emperyalizm odaklarına rağmen Ayasofya’nın açılışı İsmail Kılıçarslan için ne ifade etmektedir? 15 Temmuz öncesindeki AKP’yi mi özlemektedir yoksa 15 Temmuz sonrası AK Parti’den mi rahatsızdır?

           İsmail Kılıçarslan “Eh, bir parantez de Ülkücülüğe açmak lazım. Zaten “dört başı mamur kesin bir ideoloji” olarak temayüz edemeyen Ülkücülük de artık sadece bir çeşit “vatanseverlik yönelimi” halinde sürdürüyor varlığını.” derken neyi kast etmektedir?

           AK Parti İslamcılığının DNA’sını bozmakla suçlanırken, Ülkücü Hareket’i eksik bir ideoloji gibi göstermesinin sebebi nedir?

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Tartışılan başıboş sokak köpekleri meselesi ve istismarları 28 Mayıs 2024 | 1.342 Okunma DEM 4 sorunun cevabını 4 gözle bekliyor 24 Mayıs 2024 | 6.711 Okunma DEM’li avarel ve medya çetesinin ikiyüzlülüğü 16 Mayıs 2024 | 5.971 Okunma Asıl sen kimsin LAN 27 Aralık 2023 | 4.807 Okunma Ey yargı! Kılıçdaroğlu’nun sicilini mi temizlemeye çalışıyorsun? 18 Aralık 2023 | 2.213 Okunma