MHP kurulduğu günden bu yana önüne sürekli engeller çıkarılmaya çalışılan, üzerinde sürekli tezgâhlar denenen bir partidir. MHP’nin kurucu lideri Başbuğ Alparslan Türkeş ve mevcut MHP Lideri Devlet Bahçeli bunları her daim yaşayan ama MHP üzerindeki her oyunu defalarca bozan liderler olmuştur. Zaten Türkiye ve Türk dünyası üzerindeki misyonu sebebiyle MHP ile elbette her zaman uğraşacaklardır. Uğraşmazlarsa MHP’nin varlığı zaten tartışılır hâle gelir. 12 Eylül 1980 darbesiyle MHP’yi biçme hamlesi, 1992 yılında MHP’yi bölme girişimleri, 12 Eylül 2010 referandumu öncesi ve sonrası FETÖ’nün MHP üzerindeki tezgâhları, 1 Kasım 2015 seçimleri sonrası FETÖ merkezli MHP’yi ele geçirme operasyonları ve ele geçiremeyince MHP’yi bölme çabaları hafızalarda unutulmayacak operasyonlardı. Bunların içini dolduracağımız daha yüzlerce MHP üzerinde denenmiş tezgâh ve operasyon sayabiliriz.
MHP bu konularda asla paranoyak değildir. Hem düşmanını, hem de kendi misyonunun doğal olarak düşman unsur yarattığını bilmektedir.
MHP üzerindeki oyunları en iyi gören ve MHP düşmanlarıyla tavizsiz mücadele eden MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Semih Yalçın, geçtiğimiz günlerde bazı isimleri zikrederek şu açıklamayı yapmıştır: Partimizin hem fikir, hem siyaset alanında, hem de toplum vicdanında üstlendiği yapıcı rolü baltalamak üzere 13. Olağan Büyük Kurultay’ın hemen ardından yeni fitne ve tefrika hamlelerine hız verilmiştir. Bu hamlelerden bazıları; MHP saflarında tutunamayıp dışarıda karanlık mahfillerin ağına düşen sözde eski Ülkücü isimlerden Hasan Albay, Yılma Durak, Sakin Öner, Mehmet Pehlivanlı, Kazım Ayaydın, Ahmet Malkan, Nazif Okumuş ve diğer çakma fedailerdir.”
Bu isimler ve daha birçok isim, iletişim gruplarında yan yana gelmiş ve “Büyük Türk milletinin refleksi Ülkücüler olarak” diye başlayan ve birbirlerini gazlama ile bildiri hazırlığına girişmişler.
“Büyük Atatürk” demişler, “Gençliğe Hitabe” demişler, “Çanakkale’nin kınalı kuzuları” demişler, “Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası” demişler, “Lozan, Montrö” demişler…