Genç kızlar, kadınlar yine katillerin, sapıkların tuzağına düşerek öldürülmeye devam ediyor. Yine bir vahşet haberi geçtiğimiz hafta Antalya’dan geldi. Mustafa Murat Ayhan isimli sapık-katil Azra Gülendam Haytaoğlu isimli üniversiteli kıza evinde tecavüz edip boğarak öldürmüş ve banyoda 5 parçaya ayırıp valizle ormana götürüp gömmüş… Bunu yapanın bir insan değil, değişik bir yaratık olması lazımdır.
Türkiye bu vahşeti konuşurken, Aleyna Çakır isimli bayanın ölümünden dolayı suçlanan Ümitcan Uygun isimli toplum içinde nefes alıp vermesi dahi sakıncalı tiplemeyle aynı evde kalan Esra Hankulu isimli bir bayanın ölü bulunması da gündemde tartışılan bir başka olay olmuştur.
“Bu tür vahşetlere girişen katiller, sapıklar en ağır cezalara çarptırılmalı” düşüncesi hala sadece söylemde kalmaktadır. Ve bir türlü kadınlara, çocuklara tecavüz eden, vahşet uygulayan sapıklarla-katillerle ilgili yasalarda hak ettiği cezaları alacakları düzenleme yapılmamıştır. Bu konuda iktidarın bir adım atması gerekiyor. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli de “Çocukları, kadınları, masum ve mazlumları en aşağılık yöntemlerle hedef alan canilerin, katillerin, insanlık düşmanlarının fiillerine karşılık gelen cezaların adil ve orantılı tespiti milli birlik ve dayanışma şuurunun istikbali açısından zorunluluktur” açıklamalarıyla bu konuda her türlü desteği vereceğini defalarca söyledi. Bu vahşetlerin ağır bedeli suçlulara ödettirilmezse karşımıza yeni sapıklar, katiller çıkacaktır. O yüzden caydırıcılık önemli bir etkendir.
Ben bu olaylarla bağlantılı, ilgili son yıllarda yoğunlaşan bir algı çalışmasından, bazı ikiyüzlülüklerden ve provokasyonlardan bahsedeceğim.
Bu algı çalışmasını genelde CHP, HDP, İP, FETÖ, PKK, Deva, Saadet, Gelecek birleşenleri yapmaktadır. Zaten hepsi tek düğmeyle harekete geçiyor, tek düğmeyle susuyorlar.