CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’in “HDP’ye bakanlıklar verilebilir” çıkışının ardından HDP’nin yerel seçim ortakları CHP-İP arasında laf olsun diye bir gerginlik yaşanmaya başladı. Yerel seçimlerde, Anayasa hazırlıklarında beraber olanların, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde beraber olmayacağını düşünmek mümkün mü? 6’lı masanın HDP’siz nefes alması mümkün değildir. Bunu kendileri çok iyi biliyor. Ama yerel seçimlerde yaptıkları “Milliyetçi oyları ürkütmeme” taktiğini Cumhurbaşkanlığı seçimleri içinde uygulamaya çalışıyorlar. HDP'li Sırrı Sakık bile bunların bildiğini yine kendilerine "Birileri 'çıkıyor cumhurbaşkanı', bir diğer 'başbakan olacağım' diyor. Kimin sayesinde olacak?" sözleriyle hatırlatıyor. CHP-İP kendi arasında HDP tiyatrosu oynarken, daha tartışmanın ilk günlerinde İP Yozgat İl Başkanı’nın bu tiyatroya tepki göstererek istifa etmesiyle birlikte İP ilk zayiatını almıştır. Hatırlayın İP’ten daha öncede birçok parti kurucusu, milletvekili, il ve ilçe başkanı Meral Akşener’in “HDP ve terörist Demirtaş ilişkisine” tepki göstererek istifa etmişlerdi.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar HDP konusu “Bu pilav daha çok su kaldırır” deyimiyle tarif edilecek durumdadır.
Bu süreçte ne yapacaklar?
Kendi aralarında kavga ediyor görünecekler, HDP ilişkilerini inkâr edecekler, HDP ile gizli görüşmeler yapacaklar ve gündemi oyalamak için de “AKP eskiden HDP ile şunu yapmadı mı bunu yapmadı mı?” propagandasına sarılacaklar…
O propagandadan birine zaten hemen başladılar ve Geçici Seçim Hükümeti’nde HDP’ye iki bakanlık verilmesi üzerinden kendilerini meşrulaştırmaya çalıştılar. Yani yine dünün güneşiyle bugünün çamaşırını kurutma denemesi…
Bugün Gürsel Tekin’in “HDP’ye bakanlık verilebilir” sözü tartışılıyor. Bunlar dünün Ahmet Davutoğlu’nun başında bulunduğu Geçici Seçim Hükümeti’ne HDP’nin iki Bakan vermesiyle örtü oluşturuyor. “Sırtımızı PKK’ya dayadık” diyen bu alçaklar topluluğuna yağmurlu havada su bile verilmemelidir. Ama o dönem HDP’ye iki bakanlık verilmiştir. Geçici seçim hükümetinin HDP'li üyeleri, Kalkınma Bakanı Müslüm Doğan ve Avrupa Birliği (AB) Bakanı Ali Haydar Konca daha sonra Bakanlar Kurulu toplantısında istifa etmişlerdir. Bu süreci Kemal Kılıçdaroğlu’nun “%99 aynı şeyleri düşünüyoruz” dediği Ahmet Davutoğlu’na sormak gerekiyor.