Geçtiğimiz hafta gerçekleşen bütçe görüşmelerinde CHP, İP ve HDP’nin ortak hedefi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu idi. Hem de çıldırmış gibi, hem de kudurmuş gibiydiler. Bütçe görüşmelerini âdeta “Süleyman Soylu’ya saldırma gününe” çevirmişlerdi. Hepsi de haplanıp gelmiş gibiydi.
CHP’nin en çirkef ismi hâline gelmiş, iğrenç konuşma üslubuyla Kemal Kılıçdaroğlu’nun gözüne girmeye çalışan Ali Mahir Başarır, HDP’den TİP’e geçen Ahmet Şık, HDP, CHP, İP milletvekilleri âdeta ağız birliği yapmışçasına ‘Bütçe Görüşmelerine’ Süleyman Soylu’yu hedef almaya gelmişti.
Daha önceleri ve bütçe görüşmelerinde Süleyman Soylu’yu hedef yapanların ortak özelliğinin sol terör örgütleriyle ilişkili, bağlantılı olmaları, ortak noktalarının HDP olması sanırım tesadüf değildir.
Adını terör örgütü DHKP-C’nin kurucusu Mahir Çayan’dan aldığını vurgulayan, onun doğum ve ölüm yıl dönümlerini anmadan geçmeyen CHP Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, “HDP bizim dostumuz” diyen Engin Özkoç’un, her türlü terör örgütüyle bağı-bağlantısı olan, onlara sahip çıkmak için her daim yırtınan eski HDP, yeni TİP Milletvekili Ahmet Şık’ın, “Öcalan’a uygulanan tecrit sonlansın” diyen fırça bıyıklı HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan’ın koro hâlinde Süleyman Soylu’ya saldırmasının temel sebebi onun terörle mücadeledeki kararlı tutumu ve terör örgütleriyle ilişki içinde olanlara âdeta “İt” muamelesi yapmasından kaynaklanmaktadır.
CHP ve HDP’nin ortak sinyal noktası Kandil olunca, CHP ve HDP’nin yancı ortağı İP de onlara ayak uydurarak Süleyman Soylu’yu hedef almaktadır. İşte şeytan üçgeni dediğimiz de zaten bu manzaradır.
Kandil’deki teröristbaşı Murat Karayılan “Adını anmak istemediğim Süleyman Soylu mu, soysuz mu? Süleyman Soylu tahriş ediyor, böyle İçişleri Bakanı olmaz” dediği bir atmosferde CHP-HDP ve yancısı İP elbette bu sinyal üzerinden harekete geçmektedir.