MHP’liler ve Ülkücüler için en acı olan manzara, bazı kişilerin MHP ve Ülkücü Hareket’ten ayrıldıktan sonra kişisel ve siyasi menfaatleri için gittikleri yerde ihanetler konusunda âdeta kraldan çok kralcı olmalarıdır. Bunlar öyle menfaat, çıkar peşinde koşuyorlar ki HDP’yi, PKK’yı bile savunmaktan imtina etmiyorlar. Kimi de MHP ve Ülkücü Hareket’e sızmış, sızdırılmış kişilerdi. MHP içinde köşeye sıkışınca ayrılıp gerçek kimliklerini gittikleri yerde buldular.
Son 20 yılda buna örnek vereceğimiz o kadar isim var ki, inanın bunların ihanetleri, satılmışlıkları say say bitmez ve bu sayfalar almaz. Allah kimseyi bunların bu rezil hâline düşürmesin.
Bunlardan birisi de bu harekette geçmişte Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapan daha sonra sırasıyla DYP, AKP, CHP gibi partilere geçen Alaattin Aldemir isimli şahıstır. Çözüm sürecinde AKP bünyesinde birçok ihanet söylemine imza atan Alaattin Aldemir, AK Parti terörle mücadelede PKK’ya kan kusturur hâle gelince soluğu CHP’de aldı. Şimdi de son 7 yıldır PKK ile yol yürüyen CHP’de çözüm sürecindeki ihanet söylemlerine devam ediyor.
Geçmişte Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapmış Alaattin Aldemir isimli bu adam, çözüm sürecinde “Çıkıp, ‘Öcalan ile niye konuşuluyor’ diyorlar. Çözüm için kiminle konuşulması gerekiyorsa oturup konuşabilmeliyiz. Öcalan bu işin bir tarafıdır. Öcalan ile konuşmayıp da, BM ile Cibuti ile mi konuşacağız” diyecek kadar gözü dönmüştü. O dönem AKP’den milletvekili olmak için PKK’lıdan daha çok PKK’lı gibi açıklamalar yapıyordu. Kendini de “Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı./MHP Lideri Merhum Alparslan Türkeş’in Danışmanı” sıfatıyla kullandırıyordu.
Orada bir baltaya sap olamayınca o da PKK’nın yanına geçen CHP’ye geçti. Orada da aynı sıfatları kullanarak ihanetleri meşrulaştırmaya çalışıyor.