Türkiye’deki kalitesi, zekâsı düşük, her olayı krize, kaosa çevirmeye çalışan, “iktidar düşsün” diye her türlü emperyalizm laboratuvarında kobay olmaya hazır ve bu uğurda her türlü siyasi tezgâhın figüranı olan muhalefet bir türlü bu hâlinden vazgeçmiyor. Muhalefet, bu profiline ve karakterine uygun ne varsa sürekli onu uygulama peşindedir. Her türlü iftira, fitne, akıl almaz senaryolarına saniye ara vermeden devam ediyorlar. Hedeflerine ulaşabilmek için hiçbir ölçü, ilke tanımıyorlar.
Cumhur İttifakı’nı yıkabilmek, onu zayıflatabilmek adına her türlü kara propagandayı yapan muhalefetin son dönem yoğunlaştığı konu “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağlığı” ve bu sağlık meselesi üzerinden yaratılan kirli bilgilendirmelerdir. Bir de son günlerde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile gizli bir görüşme gerçekleştirerek “AKP’nin Cumhurbaşkanı adayı sen ol, Anayasa’da küçük bir değişiklik yapalım, başbakanlık sistemini getirelim, ben de seçime partimin başında gireyim” şeklinde adaylık teklif ettiği yalanını piyasaya sürdüler.
Bu tür haberleri niye çıkarıyorlar?
Çünkü zillet ittifakına hâlâ Abdullah Gül’ü aday yapma baskısı sürüyor ve Abdullah Gül’ü bir güç gibi gündemde tutup akıllarınca elini güçlendiriyorlar. Diyecekler ki “Bakın Cumhurbaşkanı Erdoğan bile bu gücün farkında ona adaylık teklif ediyor.”
Tabii Abdullah Gül’e adaylık teklifinin yapıldığı yalanı yayılırken eş zamanlı bir şekilde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağlık problemleri olduğu ve bunun kendini zorladığı durumu da yayılıyor. İki haberi yan yana okuyanlara bir algı yaratmaya çalışıyorlar.