Türk medyasında “Oralıyken buralı, buralıyken oralı” olan yazar-yorumcu çoktur. Bedenen burada görünse bile ruhu oradadır. Ben Abdülkadir Selvi isimli yazarın ne zaman bir yazısını okusam, ne zaman onu televizyonda izlesem gözümde canlanan böyle bir profildir. “İktidarın kalemi, hükümetin kalemi” gibi sıfatı birileri ona verse de o yazdıklarıyla, konuştuklarıyla sinsi sinsi hep karşı tarafa çalışan birisidir. Yeni Şafak gazetesinden Hürriyet’e geçti yine de bu huyundan hiçbir şey kaybetmedi.
Bu yönünü hep vurguladığım için de uzun yıllar önce beni sosyal medya hesabından engelledi.
Abdülkadir Selvi’nin ablası Fatma Kaya bile kendi öz kardeşine “Onu gördüğümde televizyonu kapatıyorum, tansiyonum yükseliyor, yüzüne bakmak istemiyorum. Keşke limon satıp onurlu yaşasaydı” diyerek tepkisini göstermişti.
FETÖ, MHP’ye itibar suikastları yaptığı günlerde "MHP Genel Merkezi karşısına siyah camlı arabamla geçip, binayı izledim" diyen birinin hem ruh sağlığı hem de hizmet ettiği odakları göstermesi açısından Abdülkadir Selvi üzerinde inceleme yapılması gereken birisidir.
Abdülkadir Selvi’yi kime sorsanız “İktidarın kalemi, hükümetin dili” der değil mi?