2019 yılında Azerbaycan’da düzenlenen Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konsey Toplantısı’nın ardından “Yaşasın Türk Dünyası, Yaşasın Turan” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. O günden sonra da Türk dünyasındaki soydaş, kardeş ülkelerle iş birliğini güçlendirmeye dair birçok adım atılmıştır. Bu durum Türk milliyetçileri olarak bizleri oldukça mutlu etmiş ve Türk milletinin ülkülerine dair umutlarımızı daha çok yeşertmiştir. 1992 yılında başlayan “Türkçe Konuşan Devletler Devlet Başkanları Zirveleri” geldiği tarih ve sonuç itibarıyla 2021 yılında daha güçlü ve ayakları daha sağlam yere basan bir zirveye taşınmıştır. Türk dünyasının geleceği açısından çok önemli bir gelişmedir bu… Kardeşin kardeşten uzak duracağı, kardeşlerin kardeşin acısına yahut mutluluğuna sırt döneceği bir zamanda değiliz. Acı da bizim, sevinç de bizim olmalı ve Türk dünyası bu konuda her daim gönül birliği içinde olmalı… Dede Korkut ne güzel söylemiş: “İyi dost, iyi günde çağırıldığında, kötü günde ise çağrılmadan gelendir”
İşte Karabağ meselesinde Türkiye ve Azerbaycan el ele verdi ve yıllardır süren işgal Ermenilere tarihi ders verilerek ortadan kaldırıldı. El ele, gönül gönüle verilince daha başka neler olabileceğini Türk dünyasının gücünü bilen herkes bilmekte ve anlamaktadır.
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın 2019 yılında Azerbaycan’da düzenlenen Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konsey Toplantısı’ndaki “Biz iki ayrı devlet olsak da aynı milletin evlatlarıyız, bunun için her fırsatta ‘Biz iki devlet, tek milletiz’ dedik, diyoruz. Şimdi tabii yapılacak Türk Konseyinde bunu biraz daha geliştiriyoruz, diyoruz ki ‘6 devlet, tek milletiz’. Azerbaycan’ı olduğu gibi Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan’ı da kendimizden ayrı görmedik, görmüyoruz. Türkistan coğrafyası bizim ata yurdumuz, ana ocağımızdır. Hepimiz aynı dili konuşan, aynı dine inanan, tarihi, kültürü, medeniyeti bir, 300 milyonluk çok büyük bir aileyiz. Kazak, Kırgız, Özbek, Tacik ve Türkmen kardeşlerimizin de Türkiye’ye aynı nazarla baktıklarını, ülkemizi kendi evleri gibi gördüklerini biliyorum. Bu toplantımızın muhabbet ve kardeşlik bağlarını daha da perçinleyeceğine inanıyorum” sözleri gerçekten çok değerliydi ve bu sözlerinin içeriğini doldurarak da Türk dünyası üzerindeki birliği, beraberliği perçinlemek üzere sürekli atılım içine girmiştir. Bu da Türkiye’nin ve Türk dünyasının geleceği açısından umut verici bir durumdur.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli de bu gelişmelerden memnuniyetini MHP’nin son grup toplantısındaki şu sözleriyle ifade etmiştir: “Zirveler Süreci” ile başlayan ilişkiler, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’nin kuruluşuna kadar kökleşerek devam etmiştir.
Kafkaslar’ın ip gibi gerildiği bir dönemde, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’nin Türk konseyi olarak isimlendirilmesi ve İstanbul’da yer tahsisi yapılması bizleri bahtiyar etmiştir.