Ama sandıklar açılmadan bile ortaya ciddi bazı sonuçlar çıktı.
İlk sonuç Türkiye siyasetinin tamamını ilgilendiriyor.
Türkiye’de seçmenler artık pozitif değil negatif oy kullanıyor. Oylar gönülden değil, taktiksel.
Seçmeni sandığa taşıyan esas motivasyon artık rasyonel bir tercih olan partisini iktidara taşımaktan çok, karşıt partinin iktidarını engellemek.
Bunun farkında olan Cumhur İttifakı’nı oluşturan partiler, seçim kampanyası boyunca parti kimliğini, icraatları, vaatleri bir kenara bıraktı, bütün söylemlerini karşı ittifakı terör örgütleriyle yan yana göstermek üzerine kurdu.
İki ay boyunca kendilerine neden oy verilmesi gerektiğini anlatmak yerine karşı cepheye neden oy verilmemesi gerektiğini anlatmayı tercih ettiler.
2011 seçimlerinin meşhur “aynı yoldan gelmişiz biz, aynı sudan içmişiz biz” şarkısı, bu kez karşı cepheye doğru söylenen “aynı yoldan gelmişler, aynı sudan içmişler” saldırısına dönüştü.
Seçimi yine kimlik nüfus sayımına çevirmek için, beka, bayrak, ezan gibi siyaset üstü meseleler üzerinden siyaset yapıldı.