AK Parti’de 22 yıl sonra gelen ilk ikincilik ve seçim yenilgisi şimdilik öksüz kalmış görünüyor.
Bazı siyasetçiler, gazeteciler güzel günlerde ettikleri yarım kelimelik eleştirilere sığınıyor, biraz dışlanmışlar, görev verilmemişler içerdekileri parmakla suçlama fırsatını kaçırmıyor, “Ben demiştim”ler, “Ben uyarmıştım, dinlenmedi”ler havalarda uçuşuyor.
Seçim muhasebesi, esas muhasebesi yapılması gereken tasfiyecilik için yeni bir vesile olmak üzere.
Yenilginin sorumluluğunu “kibirli”lerde bulanlar pek de mütevazilikleriyle malum sayılmazken, faturayı kolay ve maliyetsiz adreslere göndererek “İstanbul Sözleşmesi” üzerinden Özlem Zengin’i, “itsever”lik diyerek başka bir kadın milletvekilini suçlayanların kafasındaki ideal AK Parti de baraj altında kalacak sekter bir parti olabilir ancak.
Muhasebeye en yakın tartışma ise Van krizi üzerinden yaşanıyor.
Son anda YSK’den dönen sandık gaspını eleştiren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, eski İstanbul İl başkanı, milletvekili ve MKYK üyesi Aziz Babuşçu, eski MEB Hüseyin Çelik, eski milletvekilleri Adnan Boynukara, Orhan Atalay, Orhan Miroğlu, Mehmet Metiner gibi isimler karşılarında...