Dün 97 yaşında ölen eski Alman Şansölyesi Helmuth Schmidt’in 1975’te ziyaret ettiği Türkiye’den dönerken, ”50 sene daha gelinmez buraya, istikrar kolay kolay yakalanmaz” dediği söylenir.
Nazilerin gençlik örgütü Hitlerjugend’de yetişmiş, Leningrad kuşatmasına asker olarak katılmış Schmidt Türkiye’nin AB üyeliğine de karşı çıkıyordu.
Ama 1975’teki o sözü herhalde sadece düşmanlık ve eski Nazi
geçmişiyle açıklanamaz.
Onun geldiği Türkiye, askerî ara rejimlerden çıkmış, askerin
kılıcının tepede sallandığı, 18 vekille hükümetlerin kurulduğu,
Kıbrıs’a girdiği için dünyanın silah ambargosu uyguladığı,
sokaklarında sağcı solcu öğrencilerin birbirini öldürdüğü,
ekonomisi yerlerde bir Türkiye’ydi.
En kötüsü de halkının çoğunluğunu bir sebeple düşman, tehlikeli
bellemiş, musiki konserine izin verdiği için Kültür Bakanlarının
istifa etmek zorunda kaldığı tuhaf bir ülkeydi o Türkiye.
1949 yılında bir Ankara dönüşü kıvrıla kıvrıla akan Sakarya
Nehri’ni gören Necip Fazıl’a “öz yurdunda garipsin öz vatanında
parya” dedirten bir ülke.