“Ben çocuklara tekme atacak kadar kalpsiz, ırkçı biri değilim. Üzerime geldiklerini düşündüm, panikledim. Panik içinde yanlış bir karar verdim. Çok üzgünüm” Bu özrü onu kurtarmaya yetmedi. Bundan iki yıl önce 8 Eylül 2015 günü Sırbistan-Macaristan sınırında durdurulmuş Suriyeli, Afgan ve Iraklı göçmenler polisle kovalamaca oynarken, kaçan Suriyeli mülteci Usame Abdul Muhsin ve kucağında taşıdığı oğlu Zeyd’i çelme takıp düşürdüğü görüntüleri bütün dünyada dehşetle izlenen Macar kadın kameraman Petra László hakkında verilen üç yıllık hapis cezası onandı. Bir Rus gazetesine “Polise yardım ediyordum, onlar yasaları çiğniyordu” diyen László’nun yaptığı o kadar insanlık dışıydı ki çalıştığı göçmen karşıtı-ırkçı Jobbik partisine yakın kanala bile fazla geldi bu çelme ve işine son verdiler. Türkiye’de Turancı fikirleri, “Hepimiz Atilla’nın çocuklarıyız” pankartları, Hocalı katliamını Meclis gündemine taşımalarıyla tanınan Jobbik, yasaklanan ırkçı milis grubu Magyar Gárda’yla ilişkileri yüzünden, Macaristan’da yükselişi Avrupa’yı korkutan bir parti. 2014 seçimlerinde yüzde 20 oy alıp üçüncü sıraya oturduklarında bu korkular daha da artmıştı. Ama artık onların ırkçılık, göçmen karşıtlığı kulvarında ciddi bir rakipleri var. 2010’dan beri ülkeyi yöneten Başbakan Viktor Orban’ın partisi Fidesz.