Bundan 16 yıl önce gazetelere konuşan ünlü deprem bilimci Naci Görür İstanbul’un her 250 yılda büyük bir deprem yaşadığını hatırlatmış ve 250 yılın dolacağı tarihi vermişti; 2016… Neyse ki 2016’da deprem olmadı.
2001 yılında bir açıklama yapan Rus bilim adamları ise Mars’a ilk insanlı uzay aracını gönderecekleri tarihi açıklamışlardı; 2016... Onlar da 2016 yılında en fazla Suriye’ye gidebildiler.
2000 yılındaki kötümser tahmincilere göre Türkiye ancak 2016 yılında AB üyesi olabilirdi. Yine benzer kötümser tahmincilere göre 2000 olimpiyat oyunlarına aday olup Sidney’in arkasında kalan İstanbul’un ancak 2016 olimpiyatlarında bir şansı vardı.
Uzun yıllar önce 2016 yılı hakkında yapılmış bu çoğu ümitvar tahminler yine 2016 yılı hakkında aynı yıl içinde yapılan değerlendirmelerin yanında isabetli bulunabilir.
Aslında 2016 yılına da Türkiye ümitvar mesajlarla girmişti.
Hükûmete yakın bir gazetenin manşeti şöyleydi örneğin: “2016 Türkiye’nin yılı olacak.” Spotu bir yıl içinde nelerin değiştiğini çok iyi anlatıyor: “Türkiye 2016’ya terörle mücadeleyi sürdürme, sivil bir anayasa yapma, AB reformlarını tamamlama ve dev projeleri hayata geçirme kararlılığıyla giriyor...”
Bir araştırma şirketinin yaptığı anketin yer aldığı bir başka gazetenin manşeti de aynı hisleri paylaşıyordu: “2016’dan umutluyuz.”
2016’nın ilk gününde tuhaftır Zaman gazetesinin manşeti de ümit doluydu: “Umut varsa hayat var.” Gazetenin bir köşe yazarı da şöyle yazmıştı: “2016, uzun süren, puslu ve yağmurlu bir şafak vakti gibi aydınlığın karanlığı yavaş yavaş kuşattığı ve sonra yutup yok ettiği, nihayetinde güneşin egemen olduğu bir yıl olacak. İnşallah…”