Fethi Bayoudh, Tunus’ta askerî hastanenin pediatric kliniğinin
başhekimi bir profesördü... Eşi de doktordu. Tunus’un varlıklı,
tanınmış, seküler bir ailesiydiler.
2012 yılında 22 yaşındaki oğulları Anoaur, yine bir doktor ailenin
kızı olan kız arkadaşıyla birlikte burs kazanıp eğitim için
İsviçre’ye gitti.
Sonra da ortadan kayboldu. Bir sene sonra bir telefon geldi. Arayan
Anoaur’du. İyi olduğunu, Suriye’de, sözde “İslam Devleti’nde
olduğunu ailesine söyledi ve telefonu kapattı. İsviçre’den önce
Musul’a oradan Suriye’ye gittikleri ortaya çıktı.
Fethi Bayoudh ve eşi oğlunu geri getirmek için bütün bağlantılarını
kullandı, ona ulaşmaya ve onu geri dönmeye ikna etmeye çalıştı.
Türkiye’deki Tunus Büyükelçiliği’ndeki arkadaşı Türkiye’deki
mevkidaşlarıyla görüştüler. En sonunda Anoaur’un Suriye’de DAEŞ’le
çatışan bir muhalif grubun eline esir düştüğü, hapiste olduğu
ortaya çıktı.
Muhalif grup, Anoaur’u Türkiyeli yetkililere teslim edecekti.
Görüşmeler sürüyordu. Fethi Bayoudh ve eşi çocuklarına kavuşmanın
heyecanıyla buluşmadan haftalar önce İstanbul’a geldiler. 28
Haziran 2016 günü akşam saatlerinde uçakları Atatürk Havalimanı’na
indi. Bavullarını alıp dışarı çıkmaya hazırlanırken karşılarına
oğullarını kurtarmaya çalıştıkları DAEŞ militanları çıktı.
Saldırıda Profesör Bayoudh hayatını kaybetti, eşi hafif yaralarla
kurtuldu.