“-Bir akşam Köşk'teki sofrasında konuşurken, o dost Selanik şivesiyle 'Bak çocuk, ne yapalım seninle' dedi. 'İstanbul'da, Babıâli'nin göbeğinde, bütün bu cumhuriyet düşmanı ve hilafet yanlılarına karşı mücadele verecek bir gazete çıkaralım. Benim Hakimiyet-i Milliye ve senin Anadolu'da Yeni Gün aşağı yukarı şimdiye kadarki görevlerini hakkıyla yerine getirdiler. Gazetenin adı da yeni rejimimiz cumhuriyetle özdeş olsun. 'Cumhuriyet' koyalım adını. İstanbul'daki İttihat ve Terakki'nin eski Merkezi Umumi binası Kırmızı Konak'ı gazetenin merkezi yapalım. Var mısın? Ne dersin başarabilir miyiz bu işi' dedi.
-Evet Paşam' dedim. Hiç vakit geçirmeyelim. Ben bu işe hemen
girişeyim...”
Cumhuriyet Gazetesi’nin kuruluş hikayesini Emin Karaca “Cumhuriyet
Olayı” kitabında anılardan hareketle böyle hikayeleştirmiş.
Hikayede en dikkat çekici şey tabii, Kırmızı Konak ya da rengi
solduktan sonra daha çok bilinen adıyla Pembe Konak. Resmî adıyla
Merkezi Umumi.
İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Selanik’te 23 Temmuz 1908
Devrimi’ni yapıp İstanbul’a yerleştikten sonra Cağaloğlu’ndaki
merkezi oldu. Enver Paşa 1913’te beyaz atına binip Babıali’yi
basmaya bu konaktan uğurlandı. Birinci Dünya Savaşı’nın kararları
burada alındı. Teşkilat-ı Mahsusa’nın merkezi bu binaydı.