İzmit tren istasyonun girişinde günlerce teşhir edildi Ali
Kemal’in cesedi. Gazeteler iktidar İstanbul’dan Ankara’ya geçerken
yanlış tarafta kalmış bu ‘vatan haininin’ sonundan ibretlik bir
hikâye olarak coşkuyla bahsettiler. Cesedi için uzun süre gömülecek
bir mezar yeri bile bulunamadı. Gazeteler İzmitlilerin böyle
birinin kendi şehirlerine gömülmesine karşı çıktığını, hatta
cesedinin denize atılmasını istediğini yazdı. Sonunda cenaze,
gizlice belediye tarafından mezarlığın dışında bir çukura gömüldü,
tepkilere karşı mezarın başına bir mezar taşı bile konmadı.
Bu linçin kararının nasıl verildiği konusu hâlâ meçhul. Mustafa
Kemal’in Ali Kemal’in linç edilmesine nasıl baktığı sorularına
verilen tek cevap Falih Rıfkı’nın Çankaya’sındaki şu paragraf:
“İsmet Paşa daha uzaktan meşalelerle aydınlanan bu korkunç sehpayı
görünce yüzünü asmış, başını eğmiş ve hiç bakmayarak aralarında
yalnız kalacakları binaya kadar öyle gitmiş. Orada Nureddin Paşa’ya
söylemediğini bırakmamış. Mustafa Kemal de bu vakadan tiksinerek
bahsederdi…”
İsmet Paşa’nın o akşam bizzat yanında olan Yahya Kemal ise
İnönü’nün “Söylemediğini bırakmadığı” kısmını doğrulamıyor.
Atatürk’ün Ali Kemal’den de bahsettiği Nutuk’ta ya da başka bir
yerde bu linçle ilgili söylediği bir cümlesi de bilinmiyor.