Yıldıray Oğur Karar Gazetesi

Casus filmine pek benzemiyor

ABD ile Türkiye arasındaki Brunson krizini çözmek için diplomatik görüşmelere devam eden ve serinkanlı açıklamalarla tansiyonu düşürmeye çalışan Dışişleri Bakanı Mevlüt...

06 Ağustos 2018 | 5.957 okunma

ABD ile Türkiye arasındaki Brunson krizini çözmek için diplomatik görüşmelere devam eden ve serinkanlı açıklamalarla tansiyonu düşürmeye çalışan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu iki gün önce Alanya’da bir parti toplantısında yaptığı konuşmada şöyle dedi: “Biz o Brunson' un kim olduğunu bile bilmiyorduk. ABD Büyükelçiliğinden konsolosluk erişimi için yardım istedikleri güne kadar böyle bir kişinin tutuklandığını bile bilmiyorduk. Kendi tercümanı ve bazı kişiler suç duyurusunda bulunduğu için başlayan bir süreç. Bizim bu kişiden ne çıkarımız olacak?” Yürüttüğü müzakereler nedeniyle olayla ilgili resmi bilgilere hakim olan Dışişleri Bakanı’nın açıklamalarına karşı, on gündür televizyonlarına çıkan yorumcular, köşe yazarları, 23 yıldır Türkiye’de yaşayan Rahip Brunson’un FETÖ’cülerle darbe organizasyonuna, PKK’yla Türkiye’yi bölme faaliyetlerine katılmış bir CIA ajanı olduğuna emin görünüyor. Bazıları iddianameden alıntılar yaparak bu iddialarını dillendiriyor, bir kısmı ise sadece analiz yaparak bu sonuca varıyorlar. Bilgi yerine akıl yürütmesiyle analiz yapanlar, ABD’nin bir misyoner rahip için bu kadar ayağa kalkmayacağını söyleyip, buradan Brunson’un mutlaka çok kritik bir ajan olduğu sonucuna varıyorlar. Hemen sonraki cümlelerde “Evanjeliklerin Trump yönetimi üzerindeki etkisi”, “ABD’de yaklaşan ara seçimlerle bu yaptırım tehdidi arasındaki ilişki” üzerine söylediklerinin bu “rahip ajan” hikayesine pek uymamasını ise pek problem etmiyorlar. Halbuki sadece akıl yürütmeyle başka sorular da sorulabilir. Örneğin bu kadar karanlık işlere girişmiş kritik bir ajan yakalandıysa, neden mahkeme, soruşturmayı derinleştirip, bu “rahip kılıklı ajan”ının işbirliği içinde olduğu diğer isimleri tespit etmeye çalışmıyor ve neden böylesine tehlikeli bir ismi ev hapsine çıkarıyor? Yine eğer söylendiği gibi darbe, PKK ve FETÖ’yle ilişkili bir CIA ajanını yakalandıysa neden darbeyle ABD arasındaki bağa ilişkin bulunmuş bu müthiş bağlantı, bütün delilleriyle bütün dünyaya anlatılmıyor, ABD dünya önünde özür dilemek zorunda bırakılmıyor, haklı bir tepki olarak ABD’yle ilişkiler askıya alınmıyor da bu “karanlık ajanın” ABD’nin gitmesiyle sonuçlanabilecek diplomatik görüşmeler yürütülüyor? Bu soruların cevabı Çavuşoğlu’nun açıklamasında gizli. Çünkü hükümetin Rahip Brunson hikayesi ile savcılığın ve medyanın “CIA ajanı Casus Rahip” hikayesi arasında fark var.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Peki, Turan İtil ABD’den neden Türkiye’ye dönmüştü? 20 Kasım 2024 | 1.886 Okunma Türkiye’nin değişen değerleri, eskimeyen değerleri 18 Kasım 2024 | 846 Okunma Peki devrin şartları nasıldı? 16 Kasım 2024 | 540 Okunma Diyarbakır’da bir Salem mahkemesi 11 Kasım 2024 | 1.008 Okunma Trump, Bahçeli’nin çözümüne yardım edebilir mi? 09 Kasım 2024 | 438 Okunma