Netflix’in bol ödüllü dizisi Crown’ın ikinci sezonunda İngiliz Kraliyet ailesinin bu yüzyılda karşılaştığı en güçlü meydan okumalardan birinin hikayesi de anlatılıyor. 1957 yılında 33 yaşındaki genç bir gazetecinin yüzyıllarca dokunulmaz, ulaşılmaz, eleştirilemez, kilisenin başı sıfatıyla da kutsal olan Kraliçe’nin itibarını ve otoritesini sarstığının hikayesi bu. Eski siyasetçi ve aileden soylu gazeteci Lord Altrincham, çıkardığı National and English Rewiew dergisinde 1957 yılında yayınladığı “Monarşi’nin Bugünü” adlı makalesinde Kraliçe için eski kafalı, sıkıcı, boğuk bir sesle konuşan, yazılı metinler dışında konuşamayan cahil biri demiş, monarşilerin devrilip, cumhuriyetlerin ilan edildiği bir zamanda bu durumun İngiliz Kraliyet ailesinin de otoritesini sarstığını söylemişti. Tabii büyük tepkiler aldı. Gazetelerde yerden yer vuruldu. Avustralya Başbakanı, Anglikan Kilisesi’nin Başpiskopos’un aralarında olduğu isimlerce sert ifadelerle kınandı. Her gittiği yerde protesto edildi, hakkında soruşturma açıldı ve bir televizyon yayınının çıkışında milliyetçi bir yaşlı gazi gelip suratına bir yumruk attı. Ama çıktığı popüler bir televizyon yayınında bu eleştirilerini ikna edici argümanlarla bir kere daha anlatınca bir anda hava değişti. Bu kez gazeteler bu eleştirilerin haklı tarafları olduğunu yazmaya başladılar. Bu sırada Lord Altrincham hiç beklemediği bir yerden, Saray’dan bir davet aldı.