Bir zamanlar dünyanın ve Türkiye’nin magazin gündeminin kalbi Buckingham Sarayı’nda değil, Gülistan Sarayı’ında atıyordu.
Soyluluk, zenginlik, güzellik, aşk entrika deyince insanların aklına İngiliz Kraliyet ailesi değil, İran şah ailesi gelirdi.
Özellikle de iki kadının adı:
Kraliçe Süreyya ve Farah Diba.
Televizyonda kadın programlarının başlamasına yarım asır varken o yıllarda Türkiye’de kadınlar ikiye bölünmüştü: Süreyyacılar ve Farahçılar.
Bir de daha küçük bir azınlık olan Fevziyeciler vardı.