Geçen haftanın siyaseten en ilginç haberi ne muhalefetin düşük yoğunluklu uzatmalı uzun bıçaklar gecesindeki seyircisi kalmamış yeni salvolar, ne İmamoğlu’nun heyecanı düşük adaylık açıklaması ne de AK Parti’deki İstanbul namzetlerinin heveslerini belli etikleri PR faaliyetleriydi.
Yazın siyasette flash gelişmesi; Erdoğan’ın bu yıl ikinci kez tatile çıkmasıydı.
Ama bu son 20 yıldır son umutlarını Erdoğan’ın sağlık sorunlarına bağlamış olanlar için yine iyi bir haber değildi.
Çünkü Cumhurbaşkanı görünen o ki son 20 yılın hatta tüm siyasi hayatının en rahat günlerini yaşıyor.
Tabii ki bu rahatlığın ana sebebi Erdoğan’ın ikinci turda da zor bir seçimi kazanması oldu.
Hukuk, demokrasi, ifade hürriyeti maddelerinde içerideki vatandaşların bir kısmının içini yakan, daha büyük bir kısmının pek de umurundaymış gibi durmayan kötü karne bir tarafa, dünyanın en yüksek enflasyon oranlarından biriyle, dünyanın en büyük depremlerinden birinin ardından hem Cumhurbaşkanlığı’nı hem de Meclis’i kazanmayı Cumhurbaşkanı Erdoğan bile beklemiyordu.