Geçen hafta 86 yaşında vefat eden Kamran İnan bir süre Türkiye’nin Cenevre’deki BM temsilciliğini yapmış, dış politika konusunda uzman bir siyasetçiydi.
1995 yılında çıkardığı ünlü kitabına bir dilek olarak şu adı
vermişti: “Hayır diyebilen Türkiye”
Kamran İnan 2000’lerin başlarında AK Parti’nin Batı’yla güçlü
ilişkileri olduğu yıllarda sert bir ulusalcı bir çizgiye kaymış,
Türkiye’nin “hayır” demeye başladığı yıllarda ise o “hayır” demeye
başlayan iktidarın politikalarına karşı çıkmıştı.
“Hayır diyebilen Türkiye” aslında, Kemalist-solun yıllarca
ellerinden düşürmediği “Tam bağımsız Türkiye” pankartlarında ya da
muhafazakârların “Şahsiyetli dış politika” diskurlarında geçen
talebin aynıydı.
Bu talepler, kötü bir 3. dünyacılıkla muhaliflerin efelenmelerinden
ileri gidemedi. Cezayir bağımsızlık oylamasında Fransa’yla beraber
oy vermiş, Kıbrıs Harekâtı dışında bağlı bulunduğu ittifakın
dışında pozisyon almamış garantici Türkiye’nin dış politikasını
“Yurtta sulh cihanda sulh” “NATO ve CENTO’ya bağlıyız”
doktrinlerinden saptıracak bir akıl, pozisyon, derinlik ortaya
çıkmadı.