24 Nisan 2007 günkü AK Parti Meclis grup toplantısında kürsüye çıkan Başbakan Erdoğan merakla beklenen açıklamayı yaptı: “Adayımız Abdullah Gül kardeşimdir” Salondaki hararetli alkışların sebebi, bunun 12 gün önce bir basın toplantısı düzenleyen Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın “Sözde değil özde laik bir cumhurbaşkanı” çıkışına ve eşi başörtülü Cumhurbaşkanı’na karşı milyonların katıldığı ilki Ankara Tandoğan Meydanı’nda yapılan Cumhuriyet Mitinglerine verilmiş bir cevap olmasıydı. Açıklamadan üç gün sonra Genelkurmay sitesinde bu kez Gül’ün cumhurbaşkanlığı adaylığı hedef alan ünlü e-muhtıra yayınlandı. Cumhuriyet mitingleri İstanbul ve İzmir’de milyonların katılımıyla sürdü. (İzmir’deki Cumhuriyet mitinginde kürsüye Atatürk Düşünce Derneği adına çıkıp, Gül’ün adaylığına ateş püsküren bir ismin, bugün de tvlere bu kez AK Parti adına çıkıp ve yine Gül’ün potansiyel cumhurbaşkanlığı adaylığına ateş püskürmesi talihin cilvelerinden biri olsa gerek. https://www. youtube. com/watch?v=UUqhyQ4YGMM) Muhtırayla aynı gün bir açıklama yayınlanan MHP Lideri Devlet Bahçeli de şöyle demişti: “İhtirasları aklının önünde gitse de korkuları bunu gemleyen Başbakan, uzunca bir süre dürüstçe ortaya çıkıp adayım veya değilim demek cesaretini gösterememiştir. Konuyu zamana yayarak kendisi için bir çıkış kapısı arayışına yönelen Başbakan, sanal adayları podyuma çıkarmış ve Cumhurbaşkanlığını anket, müşterek bahis ve piyango konusu haline getirerek ayağa düşürmüştür. Ucuz bir işporta ve kapkaç anlayışıyla yürütülen bu süreç sonunda Türkiye utanç verici bir skandal yaşamış ve tek seçici Erdoğan’ın adayı, yangından kaçırılırcasına son anda açıklanmıştır. Bu şekilde ortaya çıkan aday, parti içindeki hizipleri temsil eden birkaç kişi arasındaki pazarlıkla belirlenmiş ve bir emrivaki şeklinde TBMM’ne empoze edilmiştir.