2004 yılında İstanbul’da toplanan İslam Konferansı Örgütü toplantısında o güne kadar örgütün tarihinde olmayan bir durum ortaya çıkmıştı.
Toplantıda yeni İKÖ Genel Sekreteri seçilecekti ama kurulduğu günden bu yana genel sekreterlerini konsensüsle önceden seçen örgütte bu kez konsensus değil üç aday vardı.
Türkiye’nın adı Ekmeleddin İhsanoğlu, Malezya’nın adayı ve Bangladeş’in adayı.
O sırada Dışişleri Bakanı olan Abdullah Gül “o halde sandık koyup, seçim yapacağız” dedi.
Ama sınıf başkanlarını bile seçimle seçen bize çok normal gelen bu yöntem, İKÖ üye ülkelerin temsilcilerinin çoğu için daha önce hiç yaşamadıkları bir deneyimdi.
Gerçekten sandık kuruldu. Sandıkların başına gözlemci kondu, oylar kapalı olarak verildi ve açık olarak sayıldı.