“Leyli meccani (yatılı ve parasız) bir okul var, buna gider
misin?” diye soran bir arkadaşının tavsiyesiyle 1954 yılında askerî
okula girmiş Turgutlulu hafız bir imamın torunu Hilmi Özkök.
Bursa Işıklar Askerî Lisesi’nden sonra Ankara’ya Harp Okulu okumaya
gitmiş. Gerisini tam adıyla “Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ/PDY)
15 Temmuz 2016 Tarihli Darbe Girişimi İle Bu Terör Örgütünün
Faaliyetlerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken
Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması
Komisyonu”nda önceki gün şöyle anlattı:
“Biz, taşradan gelen arkadaşlarımız, biraz tabii görgülerimiz
itibarıyla inançlı kişileriz ve orada namaz kılan arkadaşlarımız
vardı, Harp Okulunda ve bize bir yer tahsis edilmişti, bir salon, o
salonda biz namaz kılıyorduk ve orada Kuleli Askerî Lisesinden
gelen bir grup da vardı, bunların ayrı olduğunu gördük, bize
yaklaşmıyorlardı, diğer, Işıklardan gelen veya sivilden gelenlere
ve tuhaf kitaplar okuyorlardı, aralarında konuşuyorlardı. İlk defa
'Nurculuk'la böyle tanıştık. Ellerinde Se'âdet-i Ebediyye diye bir
kitap vardı, onları okuyorlardı. Bize de bunları okumamızı
öneriyorlardı...”
Dikkat ederseniz, o zaman öyle zannediyorduk da demiyor. Hâlâ
Nurcuların "Se’adet-i Ebediyye" okuduğunu zannediyor eski ve dindar
Genelkurmay Başkanı. Daha da kötüsü FETÖ darbesini araştıran
komisyonda bu cehaletinde yalnız da değil.
Komisyon tutanaklarından biraz daha okuyalım:
Aykut Erdoğdu (CHP): Yıl kaç dediniz Paşam?
Özkök: 1957. Ve orada Kuleli Askerî Lisesindeki bir öğretmen
tarafından bu öğrencilerin bu şekilde etkilendiğini o vesileyle
öğrenmiş olduk ama okuduğumuz zaman -o kitapları bize de verdiler
okuyun diye- daha başlangıçtan itibaren çok şartlandırılmış
olduğunu, iyi kitaplar olmadığını gördük, en azından benim için.
Çünkü benim dedem cumhuriyetin ilk ilkokul öğretmenlerindendir.
Aynı zamanda hafızdır ve Turgutlu’nun Musacalı köyünde hem
öğretmenlik yapmış hem imamlık yapmıştır. Çok aydın bir kişiydi. O
bize dinimizin bizim ihtiyaç duyduğumuz kısımlarını öğrettiği için
biz
başkalarından bir şeyler öğrenme arzusunda olmadık.... Dolayısıyla
biz orada namaz kılıyorduk. Ha, onların çok farklı olduğunu gördük
ve bir gün oraya birtakım kâğıtlar getirdiler, koydular, '1937 CHP
kongresinde alınan kararlar' (Laikliğin de aralarında olduğu
Altıok’un anayasaya girdiği kurultay) diye bir belge. Çok şaşırdık
ve onlara dedik ki: 'Bakın, burada bize böyle bir imkân
verdiler.