27 Temmuz 1983. Saat: 10.20.
Türkiye’nin Lizbon Büyükelçiliği’nde yeni atanan elçi gelene kadar
görevi üstlenmiş maslahatgüzar 44 yaşındaki genç diplomat Yurtsev
Mıhçıoğlu, önceki gün elçilik etrafında görüp şüphelendikleri üç
kişiyle ilgili Ankara’ya kripto odasından telgraf çekmektedir.
ASALA’nın Türkiye Cumhuriyeti diplomatlarına peş peşe saldırılar
düzenlediği kötü zamanlardır... En son Orly Havaalanı saldırısı
olmuştur.
Tam o sırada elçiliğin içindeki kançılaryadan makineli tüfek
sesleri yükselir.
Büyükelçilik teröristlerce basılmıştır. Silahlı beş militanla (daha
sonra Ermeni Devrimci Ordusu "ARA" militanları olduğu ortaya çıkan)
elçiliğin güvenlik görevlileri arasında çatışma çıkmıştır. Güvenlik
ataşesi Erşan Yıldırım çatışmada bir teröristi öldürür. Çatışma
sırasında elçiliği koruyan Portekizli polis Manuel Pachero da
hayatını kaybeder.
Elçilik binasında direnişle karşılaşan teröristler elçiliğin kançarya kısmına geçip, Maslahatgüzarı Yurtsev Mıhçıoğlu’nun eşi Cahide Mıhçıoğlu ve oğlu Atasay Mıhçıoğlu’nu rehin alırlar.
Maslahatgüzar Mıhçıoğlu’nun bütün gayretlerine rağmen Portekiz polisi olay yerine ancak bir saat sonra gelmiş ve ağır hareket etmiştir. Maslahatgüzar Ankara’ya ulaşamamış, yan taraftaki Mısır elçiliğine gidip onlardan Ankara’ya haber vermelerini istemiştir.
O sırada elçilik içindeki hattın hâlâ çalıştığını fark edip, kançaryanın numarasını çevirir. Telefonu Türkçe konuşan Lübnanlı bir terörist açar. “Biz Ermeniyiz davamızı anlatacağız” diyerek kançaryanın her yerine patlayıcı yerleştirdiklerini, tezlerini anlatacaklarını, müdahale olursa bombaları patlatıp kendileriyle birlikte karısını ve çocuğunu öldüreceklerini söyler. Telefonunu verdiği eşi Cahide Hanım da bunu doğrular.