Türkiye tarihinde hiç de hayırla yad edilmeyen seçimler vardır. Hatta seçimler o hazımsızlık ve usulsüzlüklerle anılır. Örneğin 1912 seçimleri dediğinizde kimse bir şey anlamaz. Ama “Sopalı Seçimler” derseniz, mürekkep yalamışlar muhakkak bir yerden duymuştur. İttihat ve Terakki’nin ilk kez sandıkta muhalefetle sınandığı seçimler sırasında, Rıza Tevfik gibi muhalif Hürriyet ve İtilaf Partisi’nin adayları serserilere dövdürülmüş, sandıktan da doğal olarak 270 üyeli Meclis’e İttihatçılar 264, Hürriyet ve İtilafçılar ise sadece altı üye sokabilmişti. 1930 Yerel Seçimleri dendiğinde de çok kişi hatırlamayabilir. Ama Silifkeliler herhalde hiç unutmamıştır. Çünkü Serbest Cumhuriyet Fırkası, bütün baskılara rağmen Samsun ve Silifke il merkezlerinde seçimi kazanmış, Samsun’da Belediye Başkanı bir süre direndikten sonra görevden alınmış, Silifke ise iki yıl sonra kaza yapılıp, şehir merkezinin taşındığı Mersin’e bağlanmıştı. 1946 seçimleri zaten kötü şöhretli seçim tarihinin en bilineni. Bu yerel seçimlerde bile meydanlarda “açık oy gizli tasnif” cümlesiyle, CHP karşıtı bir argüman olarak kullanılmaya devam etti.