İktidar muhalefetin adayı olarak Kılıçdaroğlu’nu istediği için mi? Tam tersine daha zararsız bulunan İmamoğlu’nu parlatmak için mi? Yoksa bazı iktidara yakın isimlerin söylediği gibi yargıdaki derin güçler iktidarı zor durumda bırakmak için mi devrede? Hedef Erdoğan mı? Hedef Kılıçdaroğlu mu? Yoksa hedef İmamoğlu mu? Mutfaktaki derin devlet mi? FETÖ mü? Yoksa dış güçler mi? Bu bir siyasi mühendislik mi? Usta bir satranç hamlesi mi? Yoksa çaresizlik mi? Erdoğan kararı bilmiyor muydu? Kararı aldıranlarla, Kılıçdaroğlu’nu Almanya’ya gönderenler aynı odaklar mıydı? Akşener ve İmamoğlu Kılıçdaroğlu’na tuzak mı kurdular?
İki gündür her yerden oluk oluk analiz akıyor. Herkes kendi haklılığını teyit eden teorilerle Ekrem İmamoğlu hakkında verilen cezayı değerlendiriyor.
Bu kafa karışıklığından kurtulmanın bir yolu var.
Yüzyıllardır benzer durumlarda işe yaramış bir alet: Occam’ın usturası.
13 ve 14. yüzyıllarda yaşamış İngiliz din adamı ve filozof Occam William’ın “pluralitas non est ponenda sine necessitate” yani “varlıkları gerekli değilse çoğaltmamak gerek” diye çevrilebilecek ilkesi “Aynı sonuçları veren iki rakip teoriniz varsa, daha basit olanı daha...