AK Parti’nin düşünce kuruluşu olduğu herkes tarafından bilinirdi. Ama bu şöhreti, çalışmalarının itibarına gölge olarak düşmezdi. Zaman zaman iktidara dönük eleştirilerin, gerçeği eğip bükmeyen tespitlerin yer aldığı raporları referans haline gelir, AK Partili karar vericiler tarafından da önemsenirdi. Düzenledikleri toplantılara her fikirden insan davet edilirdi. Hükümeti savunmak dışında, yapılması riskli de olsa hükümeti uyarmak gibi bir görevleri olduğunun da farkındaydılar. Örneğin, 7 Şubat 2012’deki MİT krizi sonrası, hükümete yakın çevrelerde “aman fitne olmasın” yayınları yapılırken, SETA’nın yöneticileri Hatem Ete ve Taha Özhan, doğrudan o zaman ki adıyla Gülen Cemaati’nin devlet içindeki yapılanmasının tehlikesine işaret eden çok etkili yazılar yazmışlardı. Ama her şey gibi SETA da trolleşme temayülünden nasibini aldı. İşin geldiği son nokta ise “Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları” raporu oldu.