Önce Türkiye’nin Suriye’deki askeri operasyonuna yeşil ışık yaktı, manşetlerden alkışlandı. Akşama doğru "Eğer Türkiye benim müstesna ve eşsiz bilgeliğimle belirlediğim sınırların dışına çıkarsa -daha önce yaptığım gibi- Türkiye ekonomisini mahvederim” diye delice bir tweetle tehdit etti. Ardından “Kürtler, Türkiye’nin doğal düşmanı, yüzyıllardır savaşıyorlar” dedi, tekrar tepeleri attırdı. Sonra özetle ‘Türkiye müttefikimiz, ticaret ortağımız, F-35 meselesini de halledeceğiz’ diyerek toparladı, piyasaları rahatlattı. Amerikalıların son üç yıldır neler çektiğini, biz de son üç günde tecrübe ettik. Tabii ki Trump’tan bahsediyoruz. Trump bizi seviyor mu belli değil ama Ankara’nın onu sevdiği çok belli. Sevilmese bir ABD başkanından hatta bir yabancı ülke liderinden bugüne kadar duyulmamış bu kadar ağır sözler, tehditler sineye çekilir miydi? Ama Trump olunca o kadar mesele edilmiyor. Ciddiye alınmadığı için değil, tam tersine fazlasıyla ciddiye alındığı için. Çünkü Türkiye uzun süredir ABD’yle işlerini Trump’la görüyor.