"Şeriat-ı Muhammediye'yi batıranlardan ve beytülmal-ı Müslimini
yağma edenler ve ulemayı ve sair Müslümanları kâfirlere tercih
edenleri ve kâfir ile İslâm arasında fark yoktur diyen ve gerek (6
nokta) olsun ve gerek ona muayyen eden zalimler olsun onların
kanını dökmedikçe durur isek dinimiz kâfir olsun ve Karun gibi
mel'un olalım ve Ebu Cehil gibi merdud olalım..."
Türkiye’nin ilk başarısız darbe girişimi bundan 157 yıl önce
darbenin lideri olan Süleymaniyeli (Irak Süleymaniye) Şeyh Ahmed’in
bu fetvasıyla başlamıştı. Fetvada kanının dökülmesine cevaz verilen
kişi padişah Abdülmecid’di.
Yıllarca yaşadığı odasında ticaret yaparak hayatını sürdüren bir
şeyh olarak bilinen Süleymaniyeli Şeyh Ahmed, aralarında paşaların,
başka tarikat şeyhlerinin, zengin ailelerin de olduğu bir fedailer
cemiyeti kurmuştu. “Süleymaniyeli Şeyh Ahmed ile aramdaki muahedeyi
kabul ettim ve ben muvahhid fedaiyim” diyerek yazılı ahid vererek
girilen cemiyet 10 bine yakın silahlı fedaiye ulaşmıştı. 14 Eylül
1859 günü Şeyh Ahmed ve cemiyetin önde gelen 41 kişisi Tophane’deki
Kılıç Ali Paşa Camii’nde toplanmıştı. Sultan Abdülmecid,
Tophane’den geçerken onu öldürecek, yerine dindar bir padişah olan
Abdülaziz’i geçireceklerdi. Ama cemiyetin içindeki Tophane-i Amire
kâtiplerinden Arif Bey, darbeyi ihbar etti. Kısa süre sonra Kılıç
Ali Paşa Camii basıldı ve darbeciler yakalanıp Kuleli Askerî
Lisesi’ne kapatıldı.
Tarihe "Kuleli Ayaklanması" olarak geçen bu ilk başarısız darbe
girişimi 3 yıl önce padişahın ilan ettiği Islahat Fermanı’na karşı
toplumda oluşan tepkinin sonucuydu. Şeyh Ahmed’in fetvasında
bahsettiği “kâfir ile İslâm arasında fark yoktur” Abdülmecid’in
adını ‘gâvur padişah'a çıkaran Islahat Fermanı’ndan sonra
gayrimüslimlere verilen haklara karşı bir tepkiydi.