İkinci Dünya Savaşı’na denizci olarak katılmış ABD’li gazeteci Robert Stinnett, üzerinde tam 17 yıl çalışarak baskından 42 yıl sonra Pearl Harbor’ı aslında Japonların değil, ABD’nin İkinci Dünya Savaşı’na girmek için kendi kendini vurduğunu iddia eden bir kitap yazdı.
Başkan Franklin D. Roosevelt’in dünya savaşına girmek için 2400 ABD’li askeri öldürttüğü, 80 gemisini yok ettirdiği hem de bunu yapması için kamikaze Japon pilotlar ayarladığı tezine inanan tek kişi tabii ki o değil.
Amerikan sağı, antimilitarist, izolasyanist gruplar içinde bunu hâlâ savunanlar var. 11 Eylül’de içi Amerikalı dolu uçakları Arap mühendislere kaçırtıp, kendi Pentagon’unu, İkiz Kuleler’ini vurdurup 3 bin vatandaşını öldürtenin Bush olduğuna inanan da çoktur. Bunu anlatmak için belgeseller yapıldı, kitaplar yazıldı.
Ama yine de bütün bu komplo teorilerine inananlara uzaktan “Kafayı yemiş” muamelesi çekilir, pek itibarları, itibarlı gazetelerde köşeleri, tv tartışmalarında koltukları olmaz. Adlarının başında, aydın, entelektüel ise hiç yazmaz.
Ama yine de bu komploların hepsinde bir emek olduğu muhakkaktır. Kafalarını bu teoriye takarak yemiş adamların komplolarıdır bunlar. Bir şeyin sonucuna bakıp “kime yaradıysa o yapmıştır”dan ibaret olmayan, yıllarca delilleri aranmış, üzerine kitaplar yazılıp, filmler, belgeseller çekilmiş tembel işi olmayan komplo teorileri bunlar.
“Başkan olmak için savaş çıkaran Erdoğan” komplo teorisi kadar pespaye olmadıkları açık.
Suruç’ta insanları kana bulayan IŞİD’liyle, yatağında uyuyan polisleri infaz edip 2 yıllık ateşkesi bitiren PKK’nın Apocu fedailerini bir düğmeye basarak aynı anda harekete geçiren ve böylece başkan olmaya çalışan Saray’daki kötü adam konulu Bollywood polisiyesinin altında ise Türkiye’nin kelli felli gazetecilerinin, entelektüellerinin imzaları var.