“Devletin arşivlerini açması” deyince aklımıza genelde tartışmalı tarih tartışmaları gelir. Ama bu kez devlet arşivlerini tarihi bir meseleyi aydınlatmak için değil, yerel seçimler için açtı. Dünkü bazı gazete, internet sitesi ve televizyonlardaki başlıklar şöyleydi: “İşte Millet İttifakı'nın listesindeki 325 PKK'lı aday. ” “İşte Meral Hanım’ın PKKlıları” “İşte Saadet’in listesinde PKK’lılar” “Oyun bitti: İşte Zillet İttifakı’nın terörle bağlantılı adayları” Başlıklarından anlaşılabileceği gibi klasik gazete haberleri yoktu karşımızda. 31 Mart yerel seçimlerinde tüm Türkiye’de CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi listelerinden belediye meclis üyeliklerine aday gösterilmiş 325 kişiye ait resmi fişleme kayıtları, haberleştirmeye bile gerek duyulmadan doğrudan foto galeri olarak internet sitelerine kondu. Bu kayıtlarda, bu 325 kişinin açık isimleri, fotoğrafları ve şu ana kadar devlet tarafından haklarında tutulmuş bütün istihbarat notları orijinal devlet diliyle yazılmış haliyle yer alıyordu. Yani devlet arşivlerini halka açtı derken, ironi yapmıyoruz. Ama işin ironi olmayan kısmı şu ki; bu 325 kişiye resimleri ve isimleriyle medyada alenen PKK’lı dendi. Halbuki bu 325 kişi belediye meclis üyeliğine aday olabilmek için diğer 22 bin belediye meclis üyesi adayı gibi, seçim kurullarına sabıka kayıtlarını sunmuş ve seçimlere katılmaları önünde hukuken bir engel bulunmamış Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları. Yani devlet, bütün bu adayları inceledi, onların PKK’lı, terörist ya da suçlu olmadığına hükmetti, seçimlere girmelerine izin verdi.