Türk-İş yönetimi 15 Temmuz 2016 darbe girişimine karşı hemen açık tavır aldı. Ancak 12 Eylül 1980 Darbesi sonrasında Türk-İş’in tavrı çok kötüydü.
TÜRK-İŞ’TEN DARBEYE DESTEK
Türk-İş Genel Merkez Yönetimi ve üye sendikaların büyük çoğunluğu 12 Eylül askeri darbesini destekledi. Darbe öncesinde yaşanan silahlı eylemlerde bazı sendikacıların da hedef haline gelmiş olması, sendikacıların askerden korkmaları, sağ-sol saflaşmasının sendikalarda önemli bölünmelere yol açması ve toplumda genel bir huzursuzluğun hâkim olması ve bazı sendikacıların darbe sayesinde sendikalardaki solcuları tasfiye etme umutları gibi nedenlere bağlı olarak, Türk-İş askeri darbeye destek verdi. Ancak, işçiler arasında darbe konusundaki yaygın eğilim de Türk-İş yönetiminin tavrından farklı değildi. İşçilerin büyük çoğunluğu da darbesi destekledi.
12 Eylül 1980 askeri darbesinin hemen ardından, Türk-İş Genel
Başkanı İbrahim Denizcier, Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Kenan
Evren’e aşağıdaki mesajı gönderdi:
"Türk-İş topluluğu, zat-ı devletlerinizin bildirisinde de açıkça
yer aldığı üzere, ülkemizin huzuru, devletimizin bütünlüğü ve
milletimizin bölünmezliğini sağlamak amacıyla Türk Silahlı
Kuvvetlerimizi yönetime bütünü ile el koyma mecburiyetinde bırakan
bir gerçekle karşı karşıya bırakıldığının bilinci içindedir.
"Atatürk ideallerini kendisine şaşmaz rehber olarak kabul eden Türk
işçi hareketi kısa zamanda Anayasa ve ilgili kanunlarda değişiklik
yapılarak demokrasiye geçişin sağlanacağı, işçi haklarının
korunacağı yolundaki teminatınızı memnuniyetle karşılamış
bulunmaktadır.
"Milletin bağrından çıkan ordumuzun tam bir bütünlük içinde
milletimize huzur ve güven veren bu davranışının milletimiz ve
memleketimiz için hayırlı olmasını temenni ile Türk-İş topluluğu
adına saygılarımı arzederim."
Türk-İş’in üye sendikaların çoğunun genel başkanlarından oluşan
Yönetim Kurulu da benzer bir tavır benimsedi. Yapılan açıklamada
şöyle deniliyordu: "Milli Güvenlik Konseyi adına Sayın Devlet
Başkanının ifade ettiği gibi, ülkemizde devlet otoritesini yeniden
hâkim kılabilmek, ülkeyi yaşanılır hale getirmek, can ve mal
güvenliğini korumak ve Türk demokrasisini gerçek ve sağlam temeller
üzerine oturtmak hiç şüphesiz büyük vatandaş topluluğunun da ciddi
özlemi haline gelmiştir. Türk-İş Yönetim Kurulu, (...) 12 Eylül’den
sonra, yurdumuzun en büyük işçi kuruluşu olarak Milli Güvenlik
Konseyi’ne yardımcı ve destek olmayı bir vatanperverlik
saymakta"dır.
TÜRK-İŞ GENEL SEKRETERİ ŞİDE, DARBE HÜKÜMETİNDE
Türk-İş Genel Sekreteri Sadık Şide de, askeri yönetim döneminde
sosyal güvenlik bakanlığı görevini kabullendi ve sürdürdü. Sadık
Şide’nin darbe hükümetinde Sosyal Güvenlik Bakanı olarak
görevlendirilmesi, Türk-İş’e bağlı sendikaların çoğunun genel
başkanlarından oluşan Türk-İş Başkanlar Kurulu tarafından şöyle
onaylandı: "Yönetim Kurulumuz, tam bir bütünlük içinde, Sayın
Şide’nin Sosyal Güvenlik Bakanı olarak hükümette görev almasının
işçi hakları ve çıkarları yönünden taşıdığı önemi iyi bilmekte ve
kendisini tam bir dayanışma ile desteklemektedir." Türk-İş
Dergisi’nin Ocak 1981 sayısında da şu değerlendirme yer alıyordu:
"12 Eylül’den sonra, Türk Silahlı Kuvvetleri adına yönetime el
koyan Milli Güvenlik Konseyi’nin kurduğu sivil hükümette Türk-İş
Genel Sekreteri olan değerli arkadaşımızın da bakan olarak
görevlendirilmesi, yasal düzenlemeler açısından önemli bir fırsatın
Türk-İş topluluğu tarafından değerlendirilmesine vesile olacaktır."
(Türk-İş Dergisi, Ocak 1981;3-4) Sadık Şide, Türk-İş’in 1982 yılı
Mayıs ayında yapılan genel kurulunda Türk-İş genel sekreterliği
görevine yeniden seçildi. 1983 yılı Aralık ayında yapılan genel
kurulda da genel sekreterlik seçimini kazandı ve 1986 yılı sonuna
kadar Türk-İş genel sekreteri olarak çalıştı.