İşçileri “beyaz yakalı” ve “mavi yakalı” diye bölmek adet olmuş.
Bir de Türkiye’de pek kullanılmayan “altın yakalı” işçiler
var.
Bizde beyaz yakalısı da, mavi yakalısı da İş Kanunu’na tabidir. İş
Kanunu kapsamında olmayıp Deniz İş Kanunu, Basın İş Kanunu veya
Türk Borçlar Kanunu’na tabi olan işçi sayısı epeyce azdır.
Ülkemizde yaygın bir hata, özel sektör işyerlerinde bürolarda
çalışanları veya daha genel olarak beyaz yakalı işçileri “memur”
sanma anlayışıdır. Hatta bazı toplu iş sözleşmelerinde beyaz yakalı
işçilerden “memur” diye söz edilir. Halbuki “memur”, yalnızca kamu
kesiminde çalışan ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi
olarak çalışanlardır.
Günümüzde önemi giderek artan ve çözümü giderek kolaylaşan bir
sorun, mavi yakalı işçilerle beyaz yakalı işçiler arasındaki
bölünmedir.
BEYAZ YAKALILAR SENDİKASIZ
Özel sektör işyerlerinde çalışan işçilerin yaklaşık dörtte biri
beyaz yakalı işçidir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre, 2016 yılında
toplu iş sözleşmesi imzalanan işyerlerinde toplam 419 bin işçi
çalışıyordu. Bu işçilerin yalnızca 302 bini sendika üyesiydi; 117
bini sendika üyesi değildi. Sendika üyesi olmayanlar içinde mavi
yakalı işçi genellikle çok azdır. Diğer bir deyişle, bu 117 binlik
kitlenin beyaz yakalı işçi olduğunu düşünebiliriz. 2015 yılındaysa
toplusözleşme imzalanan özel sektör işyerlerinde çalışan toplam 431
bin işçinin yalnızca 307 bini sendika üyesiydi.
Beyaz yakalı işçilerin sendikalara...