Atatürk’ün önderliğindeki milli demokratik devrimimizin çok kısa
bir süre içinde nasıl bir mucize gerçekleştirdiğini hatırlatabilmek
için ünlü yazar Şevket Süreyya Aydemir’in anılarının kısa bir
bölümünü aktaracağım.
Şevket Süreyya Aydemir’in ağabeyi Aralık 1914’te Sarıkamış’ta şehit
olur. Şevket Süreyya da eğitimini bırakarak, 1915 yılı sonlarında
yedek subay olarak orduya katılır. 1916 yılında Osmanlı ordusundaki
erlere eğitim yaptırmaktadır.
DİNİ BİLGİLERİ YOK
“Bizim bu makineli bölüğünde, İstanbullu bir başçavuştan başka
okuma yazma bilen hiç kimse yoktu. Daha ilk derste belli oldu ki,
bu bölükte, hangi dinden olduğumuzu doğru dürüst ve kati olarak
bilen kimse de yoktur.
“Derse başlarken İstanbullu başçavuşa dersi sadece dinlemesini,
sual ve cevaplara katılmamasını söyledim. Sonra da askerlere: Bizim
dinimiz nedir? Biz hangi dindeniz? dedim. Hepsi birden:
Elhamdü-l-illâh Müslümanız, diye cevap vereceklerini sanıyordum.
Fakat öyle olmadı. Cevaplar birbirine karıştı. Kimisi, ‘İmam-ı âzam
dinindeniz,’ dedi. Kimisi ‘Hazreti Ali dinindeniz,’ dedi. Kimisi de
hiçbir din tâyin edemedi. Arada: ‘İslamız’ diyenler de çıktı ama;
Peygamberimiz kimdir? deyince, onlar da pusulayı şaşırttılar. Akla
gelmez peygamber isimleri ortaya atıldı. Hatta bir tanesi,
‘Peygamberimiz Enver paşadır,’ dedi. İçlerinden peygamberimizin
adını duymuş olan birkaç tanesine de: Peygamberimiz sağ mı? Ölü mü?
deyince iş tekrar çatallaştı. Herkes ağzına kolay gelen cevabı
veriyordu. Bir kısmı sağ, bir kısmı ölüdür tarafını tuttu. Fakat
birisinin kuvvetle konuştuğunu, yahut bir tarafın daha ağır
bastığını görü...