Önceki yazımlarında özetlenen gelişmelere bağlı olarak, cari
açık kronikleşti ve cari açığın finansmanı için yabancı kaynaklara
(dışarıda ve içeride) borçlanma, yabancı sermayeye davet ve Merkez
Bankası rezervlerini kullanma ön plana çıktı. Ayrıca kaynağı belli
olmayan döviz girişi 2018 yılının ilk 11 ayında rekor düzeye
yükselerek, 19.5 milyar dolar oldu. Diğer taraftan Merkez
Bankası’nın brüt rezervi 2013 yılında 112 milyar dolardı. Rezerv
miktarı 2014’te 106.3 milyar dolara, 2015 yılında 95.7 milyar
dolara, 2016 yılında 92.1 milyar dolara, 2017 yılında 84.1 milyar
dolara ve 2018 yılı Kasım ayı ortasında 71.0 milyar dolara
indi.
1988-1989, 1991, 1994, 1998 ve 2001 ekonomik krizlerinde,
döviz kurundaki artış sonrasında ithalat azalmış ve ihracat artmış,
cari açık da yerini cari fazlaya bırakmıştı. Ancak içinde
yaşadığımız ekonomik krizde, 2018 yılındaki 47.4 milyar dolarlık
cari açık, Türk Lirasının ciddi bir değer kaybına rağmen,
kapanmadı, yalnızca yaklaşık yarıya indi.
Son yıllarda küresel ekonomide yaşanan sorunlara bağlı olarak,
emperyalist ülkelerde faiz oranları artırıldı. Az gelişmiş
ülkelerde de istikrarsızlık yaygınlaştı. Bu koşullarda, ulusötesi
sermaye, az gelişmiş ülkelerden emperyalist ülkelere yönelmeye
başladı. Bu durum, döviz olarak borçları zaten çok artmış olan
Türkiye gibi ülkeleri büyük sıkıntıya soktu.
TÜRKİYE’NİN DIŞ BORCU REKOR DÜZEYLERDE
Türkiye’de kamunun toplam dış borcu 2002 yılı sonunda 64.5 milyar
dolardı. Bu rakam 2018 yılının ikinci çeyreğinde 140.9 milyar dolar
oldu. Merkez Bankası’nın dış borcu 22.0 milyar dolardı. 2018
yılının ikinci çeyreğinde 0.7 milyar dolara indi. Türkiye’de özel
sektörün dış borcu 200...