Aydınlık’ta 1 Mayıs 1993 tarihinden beri, diğer bir deyişle, 26
yıldır köşe yazısı yazıyorum. Özellikle son yıllarda birkaç kez
gündeme getirdiğim (ve hiçbir etkisinin olmadığını yaşayarak
öğrendiğim) bir konu, kitlelerin öncüsü olabilmek. Yine de inatla
bu konuyu yeniden gündeme getireceğim.
"Ben doğruyu ve gerçeği söylüyorum; söylediklerim hep doğru çıktı;
hayat beni doğruladı; beni dinlerler, benim öncülüğümü kabul
ederler" türü anlayışlar geçersizdir. Kitlelerin öncülerine
ulaşamazsanız, onları, sizinle aynı görüşleri paylaşanları kitle
önderleri haline getiremezseniz, söyledikleriniz ve yazdıklarınız,
"dışarıdan gazel okumak" olarak nitelendirilir ve dikkate
alınmaz.
Halkın ve özellikle bizim halkımız gibi sağlamcı, tedbirli, uyanık,
görmüş geçirmiş, deneyimli, sabırlı, saf ayaklara yatma konusunda
uzman, adam kullanma konusunda son derece yetenekli, kısa vadeli
çıkarlarını çok iyi bilen bir kitlenin öncülüğüne soyunmak öyle
basit bir iş değildir. Onlara güven vermek ve onların desteğini
alabilmek aylar ve hatta yıllar süren bilgili, sabırlı ve bilinçli
bir çalışmayı gerektiriyor.
Eğer böylesine bilgili, sabırlı, bilinçli ve örgütlü bir çalışmayı
göze alamıyorsanız, boşuna kendinizi yormayın ve hayal alemine
dalmayın. Sizi nezaketle dinlerler; bildiklerini yaparlar. Okuma
alışkanlığının gerilediği koşullarda dağıtılan bildirilerin çoğu da
güven ve destek sağlamada bir işe yaramaz.
TÜRKİYE’NİN EFENDİSİ GÜNÜMÜZDE İŞÇİ
SINIFIDIR
İşçi, bir başkasına ait işyerinde ücret karşılığında çalışan
insandır. Günümüz T...