Halkın öncülüğüne talip olan bir siyasi parti, öncelikli olarak halkın güvenini ve desteğini kazanmalıdır. Öncülük, ancak güven ve destek sağlandıktan sonra gerçekleşir. İnsanımız son derece zekidir ve ihtiyatlıdır. Günümüzde bilgiye erişim olanakları, geçmişle kıyaslanmayacak kadar gelişmiştir. Halkımızın örgün eğitim düzeyi de çok yükselmiştir. Bu koşullarda insanların güvenini ve desteğini kazanmak, geçmiştekinden çok daha zordur. Ayrıca, onyıllar boyunca vaatleri dinlemiş olan halkımız, somut adımların atıldığını görmediği sürece, güven ve desteğini esirgemektedir.
‘HALKIMIZ’, ÖNCELİKLİ OLARAK ‘İŞÇİ SINIFIMIZ’DIR
Türkiye artık kentli bir ülkedir. Halkın yüzde 80’i kentlerde, yalnızca yüzde 20’lik bölümü köylerde (büyükşehirlerde mahalle olarak kabul edilen köyler dahil) yaşamaktadır.
Halkımızın çok büyük bölümü, hayatını başkasına ait bir işyerinde çalışarak kazanan işçiler, memurlar ve sözleşmeli personeldir.
TÜİK’in bu konuda açıkladığı son verilere göre, Türkiye’de Temmuz 2018 itibariyle, 15 ve daha yukarı yaşlardaki nüfus 60,7 milyondur.
Bu yetişkin nüfusun 32,8 milyonluk bölümü işgücüdür.
Gelir getirici bir işte çalışanların sayısı 29,3 milyondur.
İş arayan veya aramayan işsiz sayısı ise 5,8 milyondur.
Gelir getirici bir işte çalışan 29,3 milyonun 19,7 milyonu işçi, memur ve sözleşmeli personeldir.
İşverenlerin sayısı yalnızca 1,3 milyondur. Esnaf-sanatkar ve köylerdeki küçük üreticilerin sayısı 4,9 milyon, bu işyerlerinde...