Bir toplantıda günümüzdeki ekonomik krizi anlattım. Daha sonra toplantıya katılanlardan biri, bir arkadaşlarının "adam konuştu, içimizi kararttı" dediğini aktardı.
Gerçekten insanların içini mi karartıyoruz?
Veya gerçekleri değil de, gönlümüzden geçeni mi anlatıyoruz? İnsanlar hayatlarından memnun da, biz onların hayatlarından memnun olmaması için gerçekdışı yorumlar ve değerlendirmeler mi yapıyoruz?
METEOROLOJİ MÜHENDİSİ GİBİ ÇALIŞMAK
Diyelim bugün hava günlük güneşlik. Ancak Meteoroloji Genel Müdürlüğü havanın iki gün sonra bozacağını, büyük bir fırtınanın geldiğini söylüyor.
Neye dayanarak?
Dünyadaki hava akımlarını, basınç değişikliklerini ve benim bilmediğim çeşitli etmenleri inceliyorlar ve hava durumundaki olası değişikliklere ilişkin öngörülerde bulunuyorlar. Bu öngörüler mutlaka tutuyor mu? Hayır, tabii. Doğa son derece karmaşık. Hiç beklenmedik gelişmeler de yaşanabiliyor. Ancak öngörüleri genellikle doğru çıkıyor. Ben evden çıkmadan ve hele Ankara dışına gitmeden önce mutlaka Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden akıl alıyorum.
İYİ DOKTOR, KÖTÜ DOKTOR
Benzer bir durum hekimlerle ilgili.
Diyelim başınız ağrıyor. Bir hekime başvuruyorsunuz. Kötü hekim, baş ağrınızın nedenini araştırmadan ve saptamadan size bir ağrı kesici verir. Ağrı kesici baş ağrınızı gerçekten geçirebilir. Ancak iyi bir hekim, baş ağrınızın nedenlerini araştırır. Belki baş ağrınız, basit bir sorun değildir; daha ciddi bir hastalığın ilk belirtilerinden biridir. Bu duruma ilişkin kuşkuları olduğunda, sizden çeşitli tetkikler isteyebilir. Belki size kafa...