Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) Uluslararası Çalışma
Konferansı’nın 108. Toplantısı 10-21 Haziran 2018 günleri
Cenevre’de gerçekleşiyor.
ILO, Birleşmiş Milletler ailesi içinde yer alan hem çok önemli, hem
çok önemsiz bir örgüt.
ÖNEMSİZ BİR ÖRGÜT
187 devletin üye olduğu ILO, "Sözleşme" adı verilen uluslararası
standartlar koyuyor. 1919 yılından 2018 yılına kadar 189 Sözleşme
ve 205 Tavsiye Kararı kabul edildi. Bu uluslararası standartlar,
bunları onaylayan ülkeler için bağlayıcı. Ancak onayladığı
sözleşmeleri uygulamayan ülkelere karşı herhangi ciddi bir yaptırım
yok. Bu açıdan bakıldığında, ILO etkisiz ve yetkisiz bir
örgütlenme. Ayrıca, son yıllarda emperyalist ülkelerin
hükümetlerinin ve bir bütün olarak ILO’daki işverenlerin
politikası, ILO’yu sendikal hak ve özgürlükler ve temel işçi
hakları konusunda daha da etkisiz kılmak.
Ancak, diğer taraftan ILO bizim açımızdan son derece önemli bir
yapı.
ÖNEMLİ BİR ÖRGÜT
7 Mayıs 2004 gün ve 5170 sayılı Yasayla Anayasamızın 90. maddesine
"usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin
milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler
içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası
andlaşma hükümleri esas alınır" cümlesinin eklenmesiyle birlikte
ILO sözleşmeleri büyük önem kazandı.
ILO sözleşmelerini ihlal etmenin ILO açısından bir yaptırımı yok; ancak Türkiye’de Yargıtay, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi, Türkiye’nin onayladığı ILO sözleşmeleri ile Anayasa dahil kendi kanunlarımızın çelişmesi durumunda, giderek artan sayıda kararında ILO sözleşmesini doğrudan uyguluyor; bu sözleşmeyle çelişen iç mevzuat hükümlerini yok ("zımnen mülga") sayıyor.
Ne yazık ki Türkiye’deki sendikal örgütler ILO sözleşmelerini ve bu sözleşmeleri tamamlayan birinci derecede içtihat niteliğindeki yetkili ILO organlarının kararlarını yeterince bilmiyor ve bunları yargıda gerektiği gibi kullanmıyor.